Sizleri bilmem ama ben çoğu zaman kendi kendine konuşur biri oldum son günlerde... Biliyor musun kardeş dünya bozuldu, ülke bozuldu, şehirler bozuldu. Sokaklar suç makinesi kişilerle dolu diyecek birinin olmayışı çok kötü...

Sen ne söylesen duymayan, ne anlatsan dinlemeyen insanlar ve seni hiç dinlemeyen yöneticilerin insanı ciddiye almayışı, özelikle yoksulları ciddiye almayışı insanı üzüyor...

Yanında seni dinleyecek kimse olmayınca, “Allah’ım neden bu hale geldik?” sorusunu kendine tekrar ediyorsun. Zira böyle soruları olmayanların şehir diye, insan diye, hakikat diye bir dertleri olmadığını çok gördük...

İnsan kendine de sözler etmeli diye düşünüyorum.

Zor iş kendinle baş başa kalmak, karanlıkta kalmak gibi...

Dünya değişti...

Ülkeler değişti...

Şehirler değişti.

İnsan değişti, değişti insanlık...

Yollar değişti...

Merhamet anlayışı değişti.

Birileri ne derse desin, artık merhameti yok sokakların..

Canlılara acımıyorlar, kuşlara kedilere köpeklere ve çocuklara acımıyorlar... Acımıyorlar yoksullara, kimsesizlere, evsizlere tenceresi kaynamayan kadınlara annelere...

Şehirler bereket yüzlü insanlara muhtaç, ama onlar da yoklar artık...

Din değişti mi, değiştirdiler mi, bir şey demek istemiyorum ama sahip olduğumuz veya bize anlatılan din insanın elinden, kalbinden tutmuyor...

Bir günlüğüne bile sevilmeyen insanlar ile dolu sokaklar... Efendilerimiz, yöneticilerimiz, idarecilerimiz insanı sevmiyorlar. Sadece nutuk çekerken insandan söz ediyorlar...

Yaşamaktan söz edenler, anlaşılır bir dil kullanmıyorlar insanlar için. Siyasilerin yanına varmak mümkün değil ama konuşurken “Asil olan sensin” diye çağın en kirli yalanını söylüyorlar...

Bir gün sonrasını nasıl geçeceğini bilemez olduk çoğumuz... Tamam, birileri için yarınlar daha güzel olacak, ama insanımızın çoğu yok o yarıları güzel olacakların içinde...

Bize yani yoksullara, yani ekmeği evi olmayanlara, kirasını ödeyemeyenlere, evine ekmek götüremeyen adamlara, babalara yarın hiç güzel olmayacak...

Umut bazen insanı daha çok üzer yarınlarda... Sevmeyi, kucaklaşmayı, karısına “Seni seviyorum” demeyi unutan insanların çaresizliğini birileri görmüyorsa görmek istemiyorsa, ben ne yapayım?

İnsanımızın çoğu gülmeyi, tebessüm etmeyi unuttu ve biz böyle deyince kimi efendiler, kimi yetkililer çok kızıyorlar...

Birileri nutuk çekerken, acısı olanların acısı azalmıyor. Bunu bile bilmiyorlar, bilseler de umurlarında olmuyor...

Bayım bu sistem, varsılları, beyaz adamları, beyaz kadınları kollayan bu sistem insanımızın çoğunun canını acıtıyor, demeye çalıştığımız bu...