Dünyaya gelmek mi diyelim veya dünyaya gönderilmek mi tam bilemedim, ama bildiğim ve söylemek istediğim şey dünya gelmek bir hayat yolcuğudur, her yol gibi bir gün sona erecek...

Erdiğini her gün görüyoruz duyuyoruz da, zira her gün minarelerden sel- alalar ile Belediye anonslarından bize bildiriliyor, birilerinin yolcuğunun sona erdiği...

Bazıları yakınımız akrabalarımız, komşularımız arkadaşlarımız bazıları...

Ne mi demek istiyorum?

İnsan hayat yolunda yürürken, en çok Allah'ın koyduğu işaret levhalarına dikkat etmeli...

Çünkü en tehlikeli ve sorumluluk isteyen bir yolculuk hayat yolculuğu, dünya yolculuğu da diyebilirsiniz...

Özellikle Müslümanlar olarak, O işaret levhalarını çok dikkat etmemiz gerek, dikkat etmezsek her türlü sıkıntı kaza bela başımıza gelebilir, çünkü öyle söylüyor bize o yolcuğa çıkaran Rabbimiz...

İkazları görmezden gelirsek yanlış yola gideceğimiz, bu yanlışların sonunun bizim için kötü olacağı da hatırlatılıyor yolun başında...

Yalan söyleme...

Harama bakma el sürme...

Kazancının helal olmasına dikkat et, en helal kazanç insanın kendi alın teri ile elde ettiği kazançtır...

Kumar oynama içki içme, kimsenin namusuna iffetine sakın göz koyma bakma, bu büyük bir ahlaksızlıktır...

Büyük bir utanmazlıktır...

Ne yazık ki "en çok varsıl kesimler olmak üzere" çoğumuz bunun böyle olduğunu kabul etmemek de, nedense... Kimse yanlış anlamasın bilerek varsıl kesim dedim, zira servet para mal mülk sevgisi en çok onlara Allah’ı unutturdu, en çok onlar ölüm yokmuş gibi yaşıyorlar

Ve en çok onlar büyük yanlışlar içindeler bu hayat yoluna, çoğu merhameti aşkı sevgiyi güzel davranışları unuttular... Bunun böyle olduğunu hepiniz biliyorsunuz neden bana kızıyorsunuz bunları yazdım diye?

Ve kimileri daha ileri giderek, Allah’ın koyduğu işaret levhalarının yerlerine, kendi mamullerini koymaya çalışmak da ve onlara uyulmasını önemsemekteler...

Hani Anadolu da insanlar arasında çok söylenen bir söz vardır "Allah sonumuzu hayır etsin!" diye...

Aynı sözü demeyeceğim...

Allah kalplerimize merhamet versin, vicdanlarımızı yıkasın ve yüzümüzü kendine dönmeyi nasip etsin...

Sözün içini boşalttık dinin için boşalttık ahlakın içini kardeşliğin içini, boşalttık paylaşmanın içini...

Sonuç...

Bir yarımız çok tok, çok aç bir yarımız...

Bir yarımız marketlerden on poşet dolusu erzak ile çıkarken, bir yarımız bir paket çay almak için, bütün ceplerinin içlerine bakmak da...

Ve çoğumuz bunun böyle olduğunu kabul etmemek de...

Yeni Müslümanlık bir âlem, yeni insanlık anlayışımız da...