Çok şaşkınım, şok olmuş durumdayım! Güzel bir haber duyarım hevesiyle izlemeye başladığım haberlerden bir tanesi aklımı dumura uğrattı! Anladım ki bu ülkede emekliye yaşam hakkı yok. Yönetenlerimiz emeklileri güzel yaşatmak gibi bir ulvi düşünceye sahip değiller. Halkın geçim sıkıntısından bi-haberler. Kendi sırça saraylarından her şey çok güzel görünüyor. Öyle ki, dalga geçercesine pembe tablolar çizmeye devam ediyorlar. Her konuşmalarında onları alkış yağmuruna tuttuğumuza göre haklılar da!
          Aslında bugün büyükelçi atamalarını ele alacaktım. Büyükelçi atamada değişen kurallara değinecektim. Büyükelçi atanabilmenin değişen kurallarının başında yabancı ülke vatandaşı olma, adam öldürme suçundan idamla yargılanma, rüşvet almakla suçlanırken bakanlıktan istifa etmiş olmak ve iktidar gücüyle şimdilik soruşturma açılamaması nedeniyle paçayı kurtarmış olmak, erkek adaylar için askerliğini yapmamış olmak, Türkleri Ermeni soykırımı yapmış olmakla suçlamak… gibi yeni kriterlerden bahsedecektim.
          Daha önce de ifade ettiğim gibi çok sık değişen gündemimizin hızına yetişememekten gündemsizlik sıkıntısı yaşıyoruz. Karar verdiğimiz bir konuyu ele alıp analiz etmek herhalde gerçekleşemeyecek. Tıpkı vuslatı gerçekleşemeyen aşıklar gibi! Olsun sabrımızı ve azmimizi kaybetmeyeceğiz.
          Gelelim beni karamsarlığa düşüren konumuza. Haber; Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın isteği üzerine SGK’nın hazırlamış olduğu Tasarruf Raporu ile ilgili. Bu rapora göre alınması gereken tedbirlerden bir tanesi emeklilerin maaşlarından yapılacak %5 kesintiler. Ayrıca muhalefet partilerinin programlarına alması üzerine verilmeye başlanan dini bayramlardaki 1000 TL’lik ikramiyelerin kesilmesi. Tabii bu durum akla EYT’lilerin sorunlarının hiçbir zaman çözülemeyeceğini getiriyor. Ekonomimizin ne kadar iyi olduğu apaçık ortada! Olsun,biz yine de alkışlamaya devam edeceğiz, hem de öncekilere göre daha şiddetli tarafından! Her halükarda kandırılmakta olduğumuzu düşünmek bile sadakatsizlik vesikası! İhanet belgesi, hainlik akidesi! Çünkü, böyle düşünme özgürlüğümüz yok.
          Tasarruf yapmak neden geçim darlığı yaşayan vatandaşın zayıf omuzlarına yükleniyor. Tasarruf etmeye devletin en üst makamlarından başlamak daha ahlaki, daha vicdani bir davranış olamaz mı? “İtibardan tasarruf olmaz!” düşüncesiyle kendilerine saraylar yaptıranlar; uçaklar, lüks araçlar alanlar bu lüks düşkünlüklerinden bir an evvel vaz geçmeliler! Aksi bir tavır hiç şüphe edilmesin ki infial yaratacaktır. Doğru ve dürüst politikalarla halkımıza rahat bir nefes aldıracak çalışmalar bir an evvel hayata geçirilmelidir. Halka hizmet etmek öncelikli görev olarak idrak edilmelidir.