Şimdi bu da nereden çıktı, ne demek istiyorsun falan demenin çok bir anlamı yok... Bu konu her zaman ülkede kimi insanların gündeminde hep var... Sanırım var olmaya devam edecek, hele kimi beyaz efendiler var olduğu müddetçe... 
Beyaz adamlardan beyaz Türklerden Beyaz Müslümanlardan çok  çekti ülkemiz, ve çekmeye devam ediyor...Israrla sizin efendiniz biziz  haddinizi biliniz demeye devam ediyorlar..
Din düşmanları demek gibi ağır sözler kullanmayacağım yinede, belki bir gün anlarlar yanlışlarını diye...
Kapanmış bir yarayı kaşımak değil muradımız, zaten kapanmadı, kapanır gibi kapatırlar gibi oldu sadece, ve her zaman kanatmaya hazır bekletildi...
Hak batıl davası kıyamete kadar var olacak, buna iman edenlerdeniz...
Bu ülkede ezan 18 sene Türkçe okundu okutturuldu... Tanrı uludur Tanrı uludur, ama hangi Tanrı çok bilen yoktu... Zira çoklarının kendilerine göre Tanrıları vardı yücelttikleri... İnsanların kavimlerin kendilerine Tanrı edindikleri binlerce Tanrı hep var ola geldi, bir birine benzemeyen...
Tanrı sözü mutlak kullanılmasın demiyoruz, ama her yerde kullanılması uygun değil en azından biz böyle düşünüyoruz İslam’ı yol olarak seçen biri olarak...
Efendim Cumhuriyet Halk partili İstanbul Büyük şehir Belediyesi Mevlana Şeb-i Arus töreni sırasında yapılan bir sürü yanlışlığa ilaveten Kuranı Kerimi de Türkçe okutmuş... 
Muradı maksadı neydi diye soracak değiliz, onların muradı her zaman belli, kimi zamanlar saklasalar da...
Buradan yola çıkarak televizyonlarda yeniden bir münakaşa başlatıldı Türkçe ezan, Türkçe Kuran üstüne ve gördük ki, bu açık oturumlara katılan kişilerin ne dinle alakaları var, ne dini bir bilgileri var...
Hele solcu dediklerimiz çok fazla cahiller bu konuda, sağcı diye bildiklerimiz, dünya ile ahret arasında kalmış ve servet edinmekten başka derdi olmayan bir sürü soytarı...
Müslümanlara gelince, daha baştan ezikliği kabul etmiş zavallılar topluluğu... Ne yana bakılsa hüsran...
Kimse demiyor Allah’ın öğretisini münakaşaya açmak, en azından terbiyesizliktir, insanın haddini aşmadır diye...
Sakın Arapçayı kutsadığım sanılmasın, yok öyle bir şey... Biz ezanı da Kuranı da Allah Resulüne nasıl okunması öğretti ise ve öyle okunmuşsa öyle okunmasını isteriz sadece...
Mesela Farsça okunsaydı Farsça okunması gerektiğinde ısrar ederdik... Sözlerimiz kimilerinin canını sıkacak olsun, kendini bir halt sanarak Allah’ın dini konusunda tadilat isteyenler, bizim gözümüzde hiçbir değere sahip olmayan soytarılardır...
Ve aslında dinin yok edilmesini isteyenler...