Ülkemizde olanları, olanlar hakkında konuşulanları görünce duyunca insan aklını kaçıracak gibi oluyor, eğer ülke adına insan adına hakikat adına gerçek adına bir endişen varsa...

Siyaset insanları üstüne yazmayayım diye kaç kez kendimle konuştum... Onlardan söz etmek yaptıklarını yazmak insanın kendi kalbini yormasıdır dedim...

Onlardan yazacağına dağlardan konuş, kuşlardan konuş üşüyen canlılardan yaz konuş, onların başına gelenlerden, yaşama haklarının nasıl elinden alındığından söz et, dedim kendime...

Yaşananları görünce duyunca yazmadan söylemeden duramıyor insan istese de... Zira yöneticilerimiz siyasetçilerimiz, devlet adına halkı yönetenler Belediye Başkanları şunlar bunlar kendi halkını gerçekten ya geri zekâlı sanıyorlar, ya da salak asalak yerine koyuyorlar...

Halkın gözü önünde sen haklısın ben haklıyım kavgaları... Kimin haklı olması umurumda değil benim, sanırım halkın da umurunda değil... Zira belirli bir azınlık dışında ülke insanın sıkıntıları boyunu aştı, dayanılır olmaktan çıktı...

Erbakan Hocanın deyimi ile bana ne İmamoğlu’nun balıkçıya gitmesinden? Halkın karın ortasında kaldığı aç susuz kaldığı camilere sığınmak zorunda kaldığı bir vakitte kentin Belediye Başkanın bu tercihi büyük bir utanmazlık aymazlık ve kendini bilmemektir...

Birde bu durumu savunanlar var, hepsi yalakalık peşinde, kendilerine verilecek payın büyük olması derdinde...

Yanlış yaptı diyenlere gelince onlar da başka hesap peşinde ve 84 milyon ülke insanın önünde kavga ediyorlar ve bu kavgaları için bile bu milletten ücret tahsil eden taraftarlar...

Allah aşkına zerre miktarı adalet hak hukuk duygusu olan azıcık vicdanı olan onaylar mı bu işlerin böyle oluşunu? Sormayalım mı madem zor günlerinde halkın yanında olmayacaktın da neden Belediye Başkanı oldun bayım diye?

İktidar cephesine gelince, sanki kendi yaptıkları her iş doğru gibi karşı atak yapıyorlar... Her iki tarafta utanmazlığın zirvesini yaşıyorlar...

Birde bunlardan birinin tarafını seçip onlar için vuruşanlar var, kimisi gazeteci kimiz televizyoncu, bilmem ne araştırmacısı eski milletvekili... Vallahi de billahi de hepsi taksimattan pay kapma derdinde, hiç birinin umurunda değil halkın ne hallerde olduğu nasıl yaşadığı...

Sen diyorum ey ülke insanı, sen kendi derdine kendin yan ve ne olur bunlara inanıp yeniden hayal kırıklığı yaşama...

Var olan sistem onlardan yana, servet sahiplerinden güç sahiplerinden beyaz adamlardan beyaz kadınlardan yana...

Sana konuşma hakkı bile vermiyorlar, kendini savunma hakkını vermiyorlar, seninle konuşmak yüzleşmek istemiyorlar...

Ve sen sadece seçim zamanları değerlisin onlar için...

Gözlerimizdeki perdeyi kaldıralım, nasıl kaldıracaksak...