Her yıl 24 Kasım ‘Öğretmenler Günü’ olarak kutlanıyor. Hediyeler, çiçekler veya özel kutlamalar yapılıyor.
Çoğunlukla her okul kendi öğretmenleriyle bir kutlama yapıyor. Özlü sözler paylaşılıyor. Bütün öğretmenlerin kutsallığından söz ediliyor. Sosyal medya hesapları bu özel kutlamalar ile bir günlüğüne gündemimizi oluşturuyor.
Tıpkı diğer özel günlerde olduğu gibi yılın bir günü özel hissetme ve hissettirme alışkanlığı yıllar boyu devam ediyor. Bu durum eşitsizlikleri gizlediği gibi problemleri de yokmuş gibi gösteriyor. Anneler, kadınlar, çocuklar, hayvanlar ve diğer tüm canlılar gibi öğretmenler de sadece bir günlüğüne özel ve kutsal oluyor.
Atanamayan öğretmenleri düşünüyorum. Atanamadığı için başka işlerde çalışmak zorunda kalan öğretmenleri düşünüyorum. Sınıflarında öğrencileri ile birlikte olması gerekirken başka işlerde çalışırken hayatını kaybeden öğretmenleri düşünüyorum. Öğretmenlik mesleğini yaparken öldürülen öğretmenleri düşünüyorum.
Yıllar sonra öğretmenlik mesleğine kavuşmuşken öğrenciler ve veliler tarafından şiddet gören öğretmenleri de unutmayalım. Öğrenciye zayıf not verdiği için şiddet gören öğretmenler gibi. Her gün WhatsApp gruplarında ailelerle, okul sınırları dışında da mesleğini devam ettiren öğretmenler gibi. İsim yapmış belli okullar dışında çalışan ancak eşit çalışma koşullarının dışında fırsatlara ulaşma açısından da eşitlikten uzak olan öğretmenler gibi. Okulda yapılan etkinliklerde kullandıkları gökkuşağı renklerden dolayı mesleğine son verilen öğretmenler gibi.
Tek bir sınıfta ilkokul kademelerinin hepsinin olduğu ve sobalar ile ısınan okulda çalışan öğretmenler de var. Bu durumun nostaljisi yapılarak romantik bir hava verilmeye çalışılıyor. Düzeltilebilecek durumlar ve fiziksel noktalar varken nasıl olsa idare ediliyor denilip göz ardı edilmesi gibi. Gelen öğretmen görev süresi bitince gidiyor kimse kalıcı değil diye söylenmesi gibi. Bir tarafta tüm ilkokul kademelerini aynı sınıfta okutmaya çalışan, diğer tarafta da en az 30 kişilik sınıflarda ders anlatmaya çalışan öğretmenler gibi.
Tüm bunların dışında Ankara’da bir lisede çalışan ve 44 yıllık çalışma hayatından emekli olan öğretmeni öğrenciler, öğretmenler hep birlikte uğurladığı video da aklıma geliyor. Bir öğrencisinde iz bırakan ve temas ettiği her öğrencisinin hayatını değiştiren öğretmenleri düşünüyorum. Umut doluyorum. İdealist öğretmenlerin sınıflarında ders dinleyen öğrencilerin ne kadar şanslı olduğunu düşünüyorum.
Sadece bir diploma ile değil de içten gelerek yapılması gereken meslek olan öğretmenlik, ancak böylelikle geleceği şekillendirebilir. Ancak mücadeleyi, umudu, çalışmayı ve başarının getirdiği mutluluğu öğrencilerine yaşatan öğretmen; güneşli güzel günlerin yakın olmasını sağlayabilir. Sadece öğretmenlik değil, diğer tüm mesleklere, insanlara, canlılara ve doğaya saygı duymayı öğrenerek büyüyen bir ailenin çocuğu geleceğin kahramanlarından olabilir.
Her şeye rağmen değil de sadece ‘iyi ki varsınız’ diyebileceğimiz nice günleriniz olsun. Öğretmenler gününüz kutlu olsun!