Yazıp söylediklerimiz genel de bizim siyasetçilerimizin duymak istemedikleri şeyler... Elinde yetki bulunan, kendilerini ahalinin korumacısı sananlar daha daha başkaları... Açıktan olmasa bile gizliden gizliye rahatsız oldukları, hatta olmaları gerektiği şeyler dile getirdiklerimiz
Eğer bunları yazıp dillendirmeyeceksek, neyi yazacağız? 
Sonra birilerinin keyfi kaçacak, canı sıkılacak diye söylenmesi yazılması gereken şeyleri yazmaktan söylemekten geri durmayacağız?
Kalemin ve sözün bir hakkı olduğu söylenir kutsal metinlerde, o hakkı kullanmak gerek olduğuna hep inandık...
Yani kalemin ve sözün hakkına sahip çıkılmalı ve korunmalı kalemin sözün izzeti...
Onun için güç ve mevki sahiplerinden uzak durmak için elimizden gelen çabayı gösteriyoruz... 
Kalem sahiplerinin güç sahiplerinin sofrasında bulunmayı hiçbir zaman uygun bulmadık, varsın oturanlar otursunlar...
Her sofranın bir bedeli olduğu bilinen şey bu ülkede...
Mesela buraya bir not olarak düşeyim, eski zamanlarda mesela Cumhurbaşkanımız Refah partisi İstanbul il başkanı olduğu dönemlerde, ben deniz de aynı partinin İzmir il başkanlığı yapıyordum... 
Ama daha sonraları siyasetin söylendiği kadar masum ve halk adına işleyen bir kurum olmadığını gördüm ve kendimi siyaset kurumundan uzaklaştırdım...
Hiçbir zaman bir talep peşinde olmayı seçmedim, çünkü her talebin içinde biraz haksızlık bulunduğunu düşündüm... 
Anlatabildim sanırım.
Zira bugün kamu kurumları Belediyeler ve buna benzer başka yerler “kimi kişilerin asla layık olmadıkları yerlerde” oturduklarını görmek insanın canını acıtıyor...
Oturmuyorlar mı, sizce kimi makamlarda mevkilerde bulunanlar, bulundukları yerleri hak edenler mi hepsi?
Elbette kendimizce bizim de bildiklerimiz gördüklerimiz şahit olduklarımız var, bunu bilmek gerçekten üzüyor insanı...
Pek çoğu kendi tatmin etme peşinde, bakın ben nereye geldim diyerek hava atma peşinde sağına soluna...
Ama bütün bunlardan öteye, maddiyat ve servet edinme peşinde olanlar... 
Halife Hazreti Ömer kumaş tüccarıdır ve Halife olunca dükkânını kapatır... Neden diye kendine sorulunca diğer kumaş tüccarları benimle adil bir şekilde rekabet edemez... Ya bizimkiler servetine servet ilave etmek değil mi en çok dertleri...
İçinizden olsun doğru söylüyorsun deyin, bir şey olmaz...