Eski zamanlarda söz, vahyin kardeşi bilinirdi. Birilerinin yalan söyleyeceği insanların çoğunun aklına düşmezdi. Çünkü konuşunca doğru konuşurdu neredeyse herkes...

Dinin emirlerinden biriydi insanın doğru sözlü olması... Söz, söz namustur diye bir inanç vardı insanlar arasında dolaşıp duran...

Günümüzde kimseler sözünde durmaz oldu ve en çok efendilerimiz yani idareciler, siyasetçiler, ülkeyi idare edenler, şehirleri idare edenler yalan söyler hale geldi...

Her yanımız yalan oldu, söz namustur inancı çoktan başını alıp gitti... Tamam, da neden bu hale geldik ülke insanı olarak, hele Müslüman ahali neden bu kadar sözünde durmaz oldu diye sorsak kızarlar mı kimileri?

Ülkemizi idare edenler, mesela Cumhurbaşkanı’mız, mesela bakanlar, milletvekili, arkadaşlar neden yalan söylüyorlar kendi halkına ve neden sözlerinde durmuyorlar?

Hani söz namustu? Hani söz Allah’ın kelimelerinden bir kelimeydi? Hani söz vahyin kardeşiydi mutlaka sadık kalınması gereken...

Söylediği söze iman etmesi inanması gerekir insanın...

Kimseler “bilerek kimseler diyorum” kimseler söze, sözüne sahip çıkmıyor ve öyle bir çağın insanları olduk ki, herkes yalan söyler oldu birbirine...

Peki bunun üstüne oturup düşünmeyelim mi konuşmayalım mı? Konuşacaksak kimler ile kimin umurunda bu karanlık gidiş?

Kaç siyasetçinin, kaç imamın, kaç valinin, kaymakamın umurunda yalancılar topluluğu oluşumuz?

Hatta bir kısım insanımız sefalet içinde. Kaç yetkilinin, kaç siyasetçinin, kaç imam arkadaşın umurunda?

Kaç gazetecinin, kaç yazarın?

Biliyorum can sıkıcı sözler ediyorum, biliyorum çoklarının hiç hoşuna gitmeyecek sözler, kucağınıza bıraktığım sözler...

Ama yalan söylen kişi yeryüzünün bütün kötülüklerini yapmaya hazır kişidir...

Böyle anlatılır bütün kutsal kitaplarda...

Mesela hırsızlık yapmaya, çalmaya, çırpmaya hakkı olmayan her şeye talip olmaya, haramlara helal demeye başlar...

Sizler de biliyorsunuz  “yeni inşa edilen dünyada” insanlar ve Müslüman ahali arasında sözün ne izzeti kaldı, ne namusu...

Sadece kendini kutsamakta yeni insan, kendi çıkarını düşünmekte, kendini yücelmekte, makamı, mevkisi, yetkisi ne olursa olsun...

Kendini Tanrı’nın gölgesi sanmakta...

Ben ayakta kalayım da, başkaları ne olursa olsun demek de, bu şeytanın imanından bir imandır oysa...

Neyse kısa keselim...

Sahip çıkamayacağı, izzetini koruyamadığı sözü etmemeli insan diyeceğim de, deme diyor içimde bir ses deme...

Çünkü insan yalancı olmayı tercih etti... En çok önder olanlar, siyaset yapanlar, din adına konuşanlar, ellerinde yetki olanlar yalan söyler oldular...

“Piyasa böyle” diyor çoğu...