Her yer mora çalmış karanlık sanki caniler kol geziyorlar dünyanı her yerinde... Saçları darmadağın olmuş çocuklar, gözyaşı içinde... 
Görüntüler korkunç, görüntüler can yakıcı kalbi olanlar için...
En büyük yalnızlığını yaşıyor çağın insanı, ama en çok yoksullar fakirler kadınlar ve çocuklar yaşıyorlar o yalnızlığı... 
Göklere uzayan minareler gözyaşı kahır sunuyorlar yıldızlara, ağlamaklı gökyüzü...
Bu benim kendi fikrim... Aslında yoksullar ile zenginlerin savaşı olup bitenler, dünyanın her yerinde, zengin ülkeler fakir ülkelerin daha çok fakir kalması için savaşıyorlar... 
Artık öldürme üstüne savaş üstüne inşa ediliyor kâfirlerin ekonomileri... Her saniye onlarca çocuk açlıktan ölüyor dünyanın bir yerlerinde,ama suçu üstüne alan bir ülke bir din bir mezhep bir tarikat yok ortada...
Mesela savaş yoksa Amerika yok, İngiltere yok Fransa ve benzer ülkeler yok... Ne dersiniz savaş olmasa Amerika ne yapar, nasıl ayakta kalır silah satmasa? Onun için onların şunu yapıyoruz bunu yapıyoruz, şu görüşmeler yapılacak demeleri hep yalan...
Bir zalimler topluluğu dünyada ne kadar kuruluş varsa, buna dünya sağlık örgütü de dâhil... Biliyorum çocuklar acılarınıza dağ dayanmaz, ama benimde elimden bir şey gelmiyor...
Dünya yoruldu da, yorulmadı zalimler...
Bütün gayretleri yeryüzünde daha çok savaş çıksın, daha çok öldürtsünler insanı başka insanlara...
Çok acı, gerçekten çok acı en çok halkı Müslüman olan ülkeler düşüyor bu tuzaklara, belki de işlerine geliyor bu tuzaklara düşmek yöneticilerin... Zira böyle kargaşalarda daha çok servet biriktiriyorlar, bu ülkelerin yöneticileri...
En acı soru...Neden hep en çok neden fakir yoksul ülkelerin yöneticileri zengin sorusunun cevabı yok kimsede, olsa da söyletmezler....
İnsanlar da öyle... Zengin kişilerin fakir kişilerin daha çok fakir kalması için her şeyi yapıyorlar, buna Müslüman ahali de dâhil... Çünkü onlar da çoktan unuttular mülkün Allah’ın olduğunu ve kardeşliğin ne demek olduğunu...
Artık camilerde söylenen camilerin duvarını aşıp sokaklara taşmıyor, taşsın da istemiyorlar... Ağız dolusu yapılan vaazların okunan hutbelerin içeriği hep yoksul ve fakirler üstüne, sabır ve şükür etmenin fazileti üstüne...
Yani haksızlığa adaletsizliğe karşı susmak zulme haksızlığa ortak olmanın günahından söz etmez oldular, edemez oldular, hatta onların yanında olmayı izzet bildiler...
Kalkıp gidelim desek, kalkıp gidecek bir yerde yok... Kalkıp gidenlerin başına gelenleri hep birlikte seyrediyor insanlık...
İnsan Tanrıyı unuttu, kendine yeni Tanrılar dindi, ama onlar da sadece zulüm inşa ediyorlar...
Kardeşim bize düşen, bize düşen insanı sevmeyi devam etmek her şeye rağmen...