Gönül isterdi ki, güzel işler yapalım bu ülkede, güzel sözler edelim, bir birimizin kıymetini bilelim, bir birimize saygılı olalım, hakkını hukukunu gözetelim bir birimizin...

Ama yapamıyoruz be kardeşler, yapmıyoruz, yapmak aklımıza bile gelmiyor çoğu zaman...

Pek çoğumuz kendi gemisini kurtarma sevdasında ve bunu yapmayı bir marifet de biliyorlar...

Bana ne, diyen kişilerin sayısı her gün artmakta...

Ama iyi ve hayırlı işler değil bunlar...

Bu davranışlar çürümüşlüğünü gösteriyor kalplerimizin...

Dünya sevdası, çok fena yanılttı insanı...

Müslümanlar fena kaybettiler dünyalık hesaplar yaparken...

Neden demeyelim bunu,neden hatırlatmayalım, kardeşiz ya canım...

Kardeş kardeşin kaybetmesini ister mi...

Kaybettiklerimiz bu dünyaya ait değil, kaybettiklerimiz öteki dünya adına... 

Hani gidildiği zaman geri dönülmeyen ahret yurdu...

Misafir olarak gittiğim bir yerde, yatsı namazından sonra hatim merasimi yaptılar, ve sanırım 50--60 kişi vardılar arkadaşlar...

Daha önceden tanıdığım biri yanıma yaklaşarak “hocam dedi” bu insanların en azından yirmi otuz kişisi bir birleriyle konuşmuyorlar, mal mülk ve miras kavgası dedi...

Gerçi onun demesine gerek yoktu, Müslüman ahalinin hali buydu aslında...

En yakın akrabaların “beş on liralık dünyalık için” bir biriyle konuşmadığı, bir birine öfkeli ve kızgın olduğu bir toplum...

Bu davranışın çok yanlış olduğunu bilen kimileri, bu işlerin böyle olduğunu saklamaya çalışırlar, gömleklerinin kirli yerleri görünmesin istiyorlar, yani Allah’tan değil, kullarından çekiniyorlar sanki...

Aziz Allah ile saklambaç oynamak gibi bir şey bu...

Bizim kimi günahlarımızı görme ey Tanrı demek gibi...

İnsan çok fena yanılgı içinde çağımızda, fena yenildi dünyanın küçük nimetlerine bile...

Oysa bu ölümlü dünyada değmezdi bu eğilip bükülmeler, insana yakışmazdı böyle iki yüzlü davranışlar, kendini aldatmaya devam ediyor insan...

Bütün bunlar gerçeği iken Müslümanın, o yeni tezgahlara teslim olarak kendini kurtulmuşa erenlerden, kendini cenneti hak edenlerden sanıyor...

Sanmasın demiyoruz, ama bu kadar garanti bilmesin...

Kimi cemaatler guruplar, yalnız kendi cemaatini kendi gurubunu daha çok İslam üzere sanmak ta, ve o cemaatin gurubun içinde olunca kendilerini cennetlik filan sanmaktalar...

Kendilerine bir ayrıcalık tanıyorlar Allah katın da...

Ama yok öyle bir şey, öyle bir şeyin olmayacağını bizzat aziz kitaptan öğreniyoruz...

Peygamberimiz Muhammed Mustafa da aynı şeyleri der biz ümmetine...

Allah yakın olmak, Allah’ın rızasını öncelemek ile mümkündür...

Eski dönemlerde de vardı elbet, ama şimdilerde daha çok... Pek çok kişi cennet pazarlamakta kendilerine tabi olanlara...

Yani cennet pazara düştü artık, önüne gelen cennet pazarlıyor, ahaliye o pazarda...

Eh cennet pazara düştü ise, demek ki alıcısı da bol o cennetin...

Demek ki, millet ya bedavaya veya az bir değer karşılığı cennete sahip olmak istemek de...

Satanlar satıyorlar da, alanlar hangi maksat ile alıyorlar bu cenneti...

Neden bilmez kul cennetin yeğene sahibi Aziz Allah’dır...

Yine uzun ettik...

Ama kendimize aklımıza ve imanımıza sahip olma zamanı zaman...

Kimse kimseyi cennete filan taşıyamaz, kim olursa olsun...

Kendini cennete taşıyacak güzel işleri olmalı insanın kendinin...

Ahret yolculuğu yalnız gidilecek bir yoldur, ona göre tedariki olmalı cennet isteyen kişi...

Hoşça kal aziz insan...

Selam ile iyilik içinde kal...

Öyle bizden olursan cennete gidersin diyenlere de, aldanma...