Kimileri boş gürültü diyebilir, sanabilir... Oysa biz, bize yüklenen sorumluluk doğrultusunda soylu bir isyan çıkarma peşindeyiz, ya da isyan içindeyiz kimi sorumsuz kişilere karşı... 
Ve biliyoruz onların kendilerinden başka kimseyi ciddiye almadıklarını, ciddiye aldıkları çıkar ilişkisi ile yolları birleşenler... 
Bilinen bir gerçektir Aziz Allah insanı gördüklerinden duyduklarından şahit olduklarından sorumlu tutar...
Bazıları “olur mu öyle şey?” dese de sorumluyuz aç yatağa girenlerden şehrimizde varsa... Aç sabahlayan çocuklardan ayakları çorapsız çocuklardan sorumlusun ey insan...
Ahaliye, şehirlere sokaklara dağlara taşlara denizlere kurulan sinsi tuzakları anlatmak adına kendimizi sorumlu hissedeniz ve bunun kızılacak hiçbir yanı yok...
Gidip sorabilirsiniz söylediklerimizin doğru olup olmadığını şehrin müftüsüne...
Asla gücün kuvvetin makamın servetin ve bunlara sahip olanların, onlara alkış tutanların, onlara bu şehrin efendisi sensin diyenlerin,  bizden özel bir saygı bekleme hakları yoktur...
Ne kadar insanlarsa, insani değerleri varsa, kalpleri ne kadar aydınlıksa, şehre ne kadar hizmet ediyorlarsa, o nispette saygı görürler... 
Çünkü ölümüz Aziz İslam’dır ...Bize denir ki nankörlerden de olmayın...Yani Allah için bir hizmet sunulmuşsa insana ve şehre teşekkür etmekten imtina da etmeyiz...
Tekrar edersek, sorumluluğumuzdur şehir insanını haberdar etmek olanlardan, hakkı tavsiye etmektir gücümüz yettiğince...
Makamların ulaşılmaz oluşuna, insana değer verilmeyişine, kimi beyaz adamlara çok özel vakitler imkânlar ayrılmasına isyanımız olacaktır, olmaya devam edecektir...
Susanlardan olmayacağız, ama kimseyi incitme peşinde de olmayacağız... Kendimizi öne çıkarmak kendimizi pazarlamak değil muradımız... 
Muradımız toprağın yok edildiğini kuşların yuva yapacak dal bulamadıklarını, bu gidişin iyi olmadığını hatırlatmaktır kendilerini şehrin efendisi sananlara...
Yediği elmanın yarısının başkasına ait olduğunu hatırlatmak elmayı yiyenlere... Alnın teri kurumadan çalışanın hakkını verin diyen Muhammed Mustafa’yı dinleyin demeye çalışmaktır...
Halkın parası ile aldığınız bindiğiniz bu lüks araçları böyle hoyratça kullanımız günahtır haramdır ve asla kalbi aydınlık bir kişinin yapacağı iş değildir...
Demeyelim mi bunları?
Denmeyecekse neden?