Dünkü yazının devamı diye okusun, okumak isteyen... Ne söyledikleri, ne istedikleri ülke adına ne sözleri olduğu belli olmayan siyasetçileri dinlemekten iyidir böyle yazıları okumak ve üstüne düşünmek...
Kendi rahatlarını düşünmekten başka düşünceleri olmayan kişilere takılmanın bir manası yok...
Hani dün demiştik ya, hırsızlık yapan iki kişi “hırsızlık bahanesi olarak” aldıkları ücretin karınlarını doyurmak için bir ay yetmediğini, ücretlerinin çok düşük olduğunu ileri sürmüşlerdi de işveren de bunu kabul edince, çalınan devenin parasını patrona ödetmişti ya Hazreti Ömer...
Ve sormuştuk, böyle bir karara kaç kişi razı olur, içinizde diye...
Bugün Hazreti Ömer ile bağlantılı bir başka şeyi anlatmaya çalışacağım ve her birimizin üstünde düşünmemiz gerektiğini söyleyeceğim kardeşçe...
Her zaman demeye çalışıyorum. Birileri bizi kendimizden aldı götürdü, dalımızı budağımızı kırdı ve neye inandığımızı, inanmamız gerektiğini bilmez olduk... Sözünü edeceğim konuyu gündeme taşımak “içimizden din adına ahkâm kesenlerin pek çoğunun işine gelmeyecek” olsun varsın, gelmesin,  birilerinin keyfine göre laf edecek değiliz...
Ne mi demek istiyorum? 
Becerebildiğim kadar diyeyim ama dile getirdiğim konularda aklınıza yatmayan şeyler olursa, “ne olur vakit ayırın kentin müftüsüne sorun” sorun ki, yeniden ele alalım bazı şeyleri.  Yanlışlarımızı, noksanlarımızı görmek adına bir gayretimiz olsun...
Halife Hazreti Ömer, minberde hutbe okuyor ve hutbenin bir yerinde, “Dikkatli olun, kadınların mehirlerini artırmayın” diyor. Sanırım o günlerde kadınlara verilecek  mehir üstüne tartışmalar var...
Bu sözü duyan “anlatıldığına göre” yanakları esmer kırmızı bir kadın söze karışıyor ve şöyle diyor : “Ya Ömer, bu senin görüşün mü? Yoksa Peygamber’den (S.A.V) mi duydun? Biz Allah’ın kitabında senin sözünün aksini buluyoruz... Çünkü Aziz Allah, “Eğer bir kadını boşayıp yerine başka bir kadını almak istiyorsanız, ilkine kantar yükü altın vermiş olsanız bile, hiçbir parçasını geri almayın…”
Asıl demek istediğim, bugün camilere kadınları sokmak istemeyenlerin,  cuma namazına gelmesini istemeyenlerin, bunun için bahaneler uyduranların ve bizzat kendimizin öğrenmesi adına gündeme taşıdım...
Kadınlar, erkekler gibi camiye, cumaya gidebilirler ve kendileri için ayrılan yerde namazlarını, cumalarını kılabilir. Bunun için dinin hiçbir kısıtlaması yoktur...
Sonra hutbede de olsa yanlış bir şey söylense itiraz edilebilir... Ötesini sonra konuşuruz, konuşmak isteyenler ile...
Dini yeniden öğrenmeliyiz, din diye bir derdimiz varsa...