Durmadan doğma doğma deyip duruyorsun ya, ahaliyi doğmalara inanmakla suçluyorsun ya (kendin neye inanıyorsan) evet, biz doğmalara inanırız Bayım...

Sizin gökten geldiği sanılan dediklerinize, biz gökten yani Tanrıdan yani Allah tan yani âlemlerin sahibinden geldiğine inanırız...

Onu için şartsız koşulsuz nedensiz bahanesiz pazarlıksız inanırız Tanrıya, yani Allah’a... Ve bu inancın bizi insanı izzetli kıldığına da kalpten inanırız tereddüt etmeden...

İnanmak bayım, inanmak insanı özgür kılar bağımsız kılar, inanmak insanın içini dışını aydınlık kılar...

Zira inanan insan iyilik üzeredir her daim, hakikaten inanmışsa, yani inanır gibi yapmamışsa, bazıları gibi...

Yeryüzünün insanlığın kuşların dağların aşkın ve sevdanın sonra mazlumların yetimlerin yoksulların hatta orospuların iyiliğe iyi insanlara Allah korkusu taşıyanlara daima ihtiyacı vardır...

İyi olmayı seçmek Allah’ı dinlemeyi ona inanmayı seçmekle alakalıdır... Sen bunları bilmiyorsan, inanmıyorsan kâinatın bir mimarı sahibi olduğuna insanın bir sahibi olduğuna, inanın yapacak çok fazla bir şey yok sizin için...

Ama derim ki, azıcık samimi isen ölünce beni doğmalara inanan insanların önüne götürüp cenaze namazı falan kıldırmayın deyin yakınlarınıza...

Biliyor musun bu duruş bile bir samimiyettir insan için, sonu cehennem bile olsa...

Biz Peygamberlere inanırız Bayım!

Bütün Peygamberlere inanır ve onların ne söylediğini önemseriz, nasıl yollardan geçtiklerini, neler yaşadıklarını Allah ile olan ilişkilerini, insanlara neler söylediklerini, çok ama çok önemseriz...

Çünkü bizim inancımızda barbarlığa barbarlara karanlığa zalimlere gerçek karşı çıkan yalnızca peygamberlerdir... Ve Peygamberler halklardan herhangi bir ücret talep etmemişlerdir böyle işler yaptıkları için, zalimlere karşı oldukları için, ya da mazlumları korudukları için...

Sizin yolunuzu ben aydınlattım, karanlıktan aydınlığa ben çıkardım, benim sayemde Tanrıya Allah’a inandınız, sizi ben kurtardım diye bir ücret talepleri olmamıştır...

Biliyor musun Bayım, yeryüzünde yalnız Peygamberler kendi halkları gibi yaşamışlardır, onların yediklerin yemişler, giydiklerinden giymişler, halkın oturduğu evlerin benzeri evlerde oturmuşlardır...

Birde sözünü ettiğin türbeler var Bayım, evet doğru dersin bazı yanlışları var insanımızın... Ama Bayım sizinkiler bizimkilerden daha çok türbe ziyareti yaparlar, bu gerçeği de inkâr etme... Mesela nazar boncuğu denen mavi boncuk en çok sizinkilerin yalılarında, arabalarında asılıdır...