Dünyanın her yerinde de böyle aslında, ama önce kendi ülkemize bakalım diyeceğim, bir şeyi anlatabilmek için dünyaya gitmeye gerek yok... Artık dünyanın neresinde bir şey oluyorsa bizde de oluyor, hatta bizde daha güçlü daha bencil ortaya çıkıyor olaylar...
Çok kötü bir eylem şekli insanın bir başka insanı ölçüsüzce yüceltmesi... Yanlış demiş olabilirim demek istediğim insanların önderlerini liderlerini parti başkanlarını şeylerini ölçüsüz bir şekilde yüceltmeleri aslında ona kötülük etmesidir...
Ne yazık ki bu davranış biçimi ülkemizde bizim insanımızda çok önde, liderlerini önderlerini şeyhlerini yücelterek, onu Tanrı gibi görmeye başlıyorlar... Bunu yapmak için her yolu deniyorlar her yalana başvuruyorlar...
Bu yüceltme  yüceltilenlere yapılan bir haksızlıktır da, bulundukları yerden inmek istemiyorlar asla...
Anlaşılsın diye mesela şimdi kimi ak partili arkadaşların gözünde Tayyip Erdoğan kendisine vahiy inen, ülkeye kurtarıcı olarak gönderilen bir önder, bir lider...
Buna benzer düşünceler hep var kimi insanlarda, mesela Mustafa Kemal’i Tanrı görenler, o olmasaydı ülke olmazdı, babamızın kim olduğunu bilmez olurduk diyenler vardı ve hala varlar onlardan...
Bizi sen yarattın bu ülkeyi sen yarattın sen tanrısın diyenlerin sayısı hiç de az değildi, şimdilerde de değil...
Bu düşüncelere sahip olmak insanımıza ülkemize bir şey kazandırmadı, ama söylenmeye anlatılmaya devam ediliyor...
Ne yazık her alanda böyle bu işler... Mesela herhangi bir tarikata mensup olan arkadaşlar efendilerini mürşitlerini gerçek bir kurtarıcı gibi görüyorlar, kendilerini cennete cehenneme göndereceğine inanıyorlar...
Yani kısaca dersek aklımıza düşüncemize yürüyeceğimiz yola ambargo koyuyorlar...
Hazreti Muhammed kızına “Babanın Peygamber oluşu, yani senin Peygamber kızı olman seni kurtarmaz” kulluğunu sağlam yap derken, efendiler mürşitler müritlerini cennete gönderiyorlar, sanki cennet kendi mülkleri...
Bakmayın şimdi bazılarının “Biz orda değildik demelerine” bir zamanlar Fethullah efendiyi Peygamber makamına çıkaran insanların siyasetçilerin yazarların gazetecilerin sayısı hiç de az değildi, şimdi görünmez olmayı seçtiler...
Çoğumuz yorulduk birilerinin peşinden koşmaktan, ama başka birilerimiz hala devam ediyorlar kurtarıcı sandıklarının peşinden gitmeye, onları kutsamaya...
Oysa insanın fikri düşüncesi özgür olmalı, aklı özgür olmalı... Birileri söyledi diye gitmemeli birinin peşinden, kendi peşinden gitmeli...
Fikir düşünce alışverişi bahanesi ile birilerine teslim olmak, insanın kendine yaptığı kötülüktür... Biliyorum yalnız yürümek zor kimi yolu, ama yol arkadaşı olmadan yürümek de özgürlüğe doğru yürümektir...
Benim anlatamadıklarımı siz anlayın... Başkalarına ayak olmak yandaş olmak insanın kendisine yaptığı kötülüktür...
İnsan kendini ihaleye vermemeli...
Çünkü ihaleciler genelde çok zalim ve çok yalancılar...