Her hangi birine dediğimiz bir söz değil bu...Var olan büyük yanlışlarımızdan yanılgılarımız dan biri, yalan söyleme demek  bir başkasına...Bilinsin biz bu yazı ile kimseyi, kimseleri muhatap aldığımız yok, zaten bu mümkün de, değil...Böyle bir muhataba ihtiyaç da yok, bazı şeyleri anlatma, bir birimizi anlamak için...

Yani kimseye yalan söyleme dediğimiz filan yok...Zaten herkes biliyor yalanın kötü bir  eylem olduğunu...Ve yine biliyoruz, iki kişiden biri ötekine yalan söyleme diyor ülkemiz de, maalesef...Yani bir insanın, başka bir insanın her daim yalan söyleyebileceğini ima etmesi çok kötü bir durum, ama gerçek bu...

Anlatabilelim diye...

İki kişiden biri, ötekini yalan söylemekle itham ediyor ülkemizde, öyle değil mi? En çok, ama en çok siyasiler, yani millet vekilleri, yani bakanlar, siyasi parti başkanları, bir birlerini yalan söylemekle itham ediyorlar...

Sen yalan söylüyorsun, diyorlar bir birlerine...Ve bu  insanlar "sonra halka dönüp" biz doğru insanlarız filan diyorlar, halka doğru olmaktan ahlaklı olmaktan söz ediyorlar kendilerince...Yalan söyleyen kişi, kendini nasıl doğru sözlü olduğunu söyleyebilir?..Ama söylüyorlar, biz hep doğruyuz doğru yoldayız, biz yalnız sizi düşünüyoruz diyorlar ahaliye, ama yalan işte...

Ve biz "bu yalan söyleme, yalan söylüyorsun" sözlerini her akşam haber bültenlerinden duyuyoruz...Sonra çocuklarımız oğullarımız kızlarımız duyuyorlar, ve alışıyorlar herkesin yalan söylediği bilgisine...Farkındaysanız en çok yalan söylemeye alıştı çocuklarımız, yazık ettik çocuklarımıza...Onların günahlarına ortak olan ebeveynler çoğumuz...

Bir birini yalan söylemekle itham eden bir toplumun gideceği bir yer yoktur dersem, bana kızar mısınız? Parti genel başkanlarımız, parti sözcülerimiz, sonra gazeteciler köşe yazarları, kimi cemaat önderleri "bir birini yalan söylemekle" itham eder haldeler...Ve doğru bir birlerine yalan söyledikleri de...

Bunlardan bize ne diyemeyiz...Çünkü biz de, o toplumun birer bireyleriyiz, ve o bir birlerini yalancılıkla suçlayan kişilerin taraftarıyız çoğumuz...Kimisine sevgi besliyoruz, kimisine alkış tutuyoruz...

Ve yalan çok karanlık bir söz olduğu halde, artık çoğumuzu rahatsız etmiyor...Kısacası yalan insanlarımızın hayatının her alanına girmiş vaziyette, ve yalansız işlerin olmayacağı kanaati var çoğumuzda...Arkadaş yalansız olmuyor bu işler, diyen kişilerin sayısı hiç de az değil...

Oysa yalan, bütün kutsal metinlerde, büyük bir günah olarak anlatılmıştır...Yani yalan insanın hayatını zehirleyen kirleten, insan yanlarını çökerten çok kötü bir eylemdir...

Derki Hazreti Peygamber "bir Müslüman başka günahları işlese bile" yalan söylemez...Ama yalan  "bütün ihtişamı ile" gelip oturmuş içimize dışımıza...Artık bir birlerine çok yalan söyleyen bir toplum haline geldik...Tamam söylemeyenler, çok az söyleyenler olabilir, ama genelde halimiz ahvalimiz  bu...

İki insanın kavgasını dinleyin mesela "birinden biri" ötekine yalan söyleme diyecektir...İki eş arasındaki kavgalar da, yalan söyleme, yalan söylemekten de utanmıyorsun, sözü geçecektir...

Çocuklara yalan söyleme denilen ev sayısı çok azdır...Alış verişlerin çoğunluk kısmı yalan üstüne kuruludur, ama o yalanları  yalan kabul etmezler kimi insanlar...O kendince çıkış yolları bulmuştur yalanlarını doğruluğuna...

Oysa yalan insanın kalbini, inancını imanını sokakları yolları kirleten sözlerdir....Evleri kirleten evlilikleri kirleten dostlukları arkadaşlıkları sona erdiren sinsi bir şeytan amelidir...

Yalanı hayatından çıkarmayanlar "her daim" başkalarını kandırma fırsatı kollayanlar dır...Bu da ne insani ne İslami  bir duruştur...

Yalansız bir yol dileğiyle selam her birinize...