Bir Kurban Bayramı'nı da “Kurbanlarla” uğurladık. Kesebilen kurbanlarını kesti, ehli keyif mangallar yapıldı. Tatile çıkanlar yuvalarına döndü. Her zaman ki gibi kazlarda ölümler, yaralananlar oldu.sayfiyeler doldu taştı. Arkalarında bir çöp yığını bırakıp gidenler, hiç de umursamadı! Çöpleri bıraktılar hadi de, kirli çocuk bezlerini duşların içine atıp gidenlere şaşırmamak elde değil. Artık önemsemez olduk, kapı komşu ziyaretlerini iyice unuttuk. Değerlerimiz değişti, saygı , sevgi ve şefkatin yerini “benlik” aldı!

Menfaatlerin önü hızlı bir şekilde açılıyor. Ya kaybettiğimiz değerler, onlara ne oldu, neredeler? Teknolojiye ayak uyduralım derken, ülkemizin manevi değerlerini de yitirmeye başladık.

Her yeni gelen günden umut beklerken, gündemleri belirleyen haberlerden umutsuzluğa doğru yola çıkar olduk.  “Ah eski bayramlar “diyenler çok ama yine de herkes bildiğini okuyor.

Borçlu bir ülke olduk, gelişen olaylar ekonomimizi vurmaya devam ediyor ! Bir de Suriyeliler tuzu biberi oldu ülkemizin. Maşallah, ne güzel de tatil yapıyorlar ülkelerine gidip geliyorlar!

Bayram gelince dövizi biraz unutur gibi olsak da, çarşı ve pazar alev alev. Döviz şu son günlerde tarihi rekorlar kırıyor. Mutluluk tüm dünyada yapılan araştırmalarda en son sıralar da. Güllük gülistanlık değiliz ama Pollyannacılık” oynuyoruz. Açıkcası “Mutluluk” bu ülkenin neresinde? İnsanlarda ki tepkiler değişti, siyasetin kıyısından köşesinden tutanlar kral havasına büründü.

“Rabbena hep bana” diyenler arkasına bile bakmıyor. Su paraları şok üstüne şok, elektrik deseniz tam bir şok, özelleşti özelleşeli tam bir soygun. Doğuda ödenmeyen borçlar zorla sırtımıza kambur olarak yüklendi! 

“Sokak aydınlatmalarımız” yok ama biz onun da “vergisini “ödüyoruz!  Yani anlayacağınız soyuluyoruz. Hiç bir yetkili de ödediğimiz kaçak elektriğin haksız olduğunu söyleyemiyor. Doğuda elektrikleri kesilenler nasıl ayağa kalkmıştı,  hemen verdiler. Bizler de bu yüksek ücretler için ayağa mı kalkalım?

Şöyle bir düşündüm;  bu gün devlet başkanı olsam, insanlar benim yaptığım güzel işlere mi yoksa ne kadar sosyal yardım vereceğimi mi severler? Eminim yaptığım hizmet ve güzel işler çöpe atılır, halka hangi sosyal yardım yaptığım göz önüne alınır. Yani ye kürküm ye! Eskiden bir hükümetin icraatları dikkat çeker, mümkün olduğu kadar lüks ve şatafatlı hayattan kaçarlardı! Şimdi ise lüks ve şatafat zirvede! Evine bir kilo et alamayanlar  sadece yutkunuyor! Pazarlar el yakıyor, meyve sebze uçtu gitti!

26 Ağustos’ta Atatürk'ün adını bile anmaktan sakınan kutlamalar yapıldı! 845 yıllık gelenek tekrar edildi de (Çobanların koyunları nehirden geçirme) olayı televizyonlarda yayınlandı ama Atamızın zaferi es geçildi!

2019 yılı Türkiye’nin kaderinin çizildiği bir yıl olacaktır. Ülkemizin içinde ve dışında senaryo yazanlar, bu senaryolarda da baş rol almış, mikser gibi bizleri karıştırmışlardır. Emin olunuz ki; bu oyun uzun süreli olamayacak, kendini çok büyük görüp, her şeyi ben hallederim diyenler yalnızlıklarının içinde boğulacaktır.

Gelecek yılların kamburu kendini ekonomide gösterdi. Dilerim bu duyarsızlık devam etmez, geçmiş yılları mumla aramayız...