Acımasız sözler ediyorsun diyorlar, oysa ben onların acımasız dünyasına çığlık atıyorum...

Dünyaları acımasız, sistemleri acımasız, yürekleri merhametten uzak çoğunun, ama hep konuşuyorlar...

Hep yazıyorlar, zerre miktarı vicdanları yokken vicdandan söz edenler var aralarında...

***

Utanmıyorlar modern dünya böyle diyorlar, böyle olduğunu söylüyorlar modern insanın, ne oksuların çokluğu ne evine ekmek götüremeyen babaların çokluğu umurlarında...

***

Her şeyi biz biliriz diyorlar, üstelik hiçbir şey bilmedikleri halde, hayatların da bir şiir okumadıkları, Muhammedi bir tavırları olmadığı halde...

Parayı Tanrının yerine koymakla her şeyin üstünü günahlarının üstünü yalanlarının üstünü talanlarının yaptıkları haksızlıkların üstünü kapatacaklarını sanıyorlar...

***

Hayır efendiler bin kere hayır yüz bin kere hayır, yolunuz yol değil, yolunuz insani İslami değil, yolunuzun sonu büyük bir katranlık, burada boğulmasanız bile öteki dünyada o karanlık sizi boğacak...

Çünkü çok haksızlık yapıyorsunuz, insanlara çok yalan söylüyorsunuz ve en çok yoksulları umudu tükenmişleri üzüyor, en çok onların canını acıtıyorsunuz...
***

Duymak istemeyenler duymasınlar, biz inandığımız doğruları inandığımız hakkı hakikati gerçeği yazıp söylemeye devam edeceğiz... En azından öteki dünya d “ya rabbi bunları uyarmıştık diyebilmek adına” söylemek yazmak uyarmak yapmayın efendiler insanları bu kadar kandırmayın kadınları bu kadar üzmeyin çocukları bu kadar mahzun bırakmayın demek zorundayız...

***

Çünkü kişi öteki dünyada sustukları haksızlıkların adaletsizliklerin sustuğu zulmün de hesabını verecek diye anlattı bize kutsal kitap...

Haksızlık karşısın susanları dilsiz şeytan olarak anlattı hazreti Muhammed..Kötülükleriniz kök salmasa yaptığınız haksızlık çok büyük olmasa kim bilir belki  bu kadar sesimiz çıkmazdı...

Ama insanların çoğu çok üzgün, kadınlarımızın annelerin çoğu çok acı çekmekte ve çocuklarımızın çoğu sokaklarda aç dolaşmakta, okullarına aç gitmekte...

Öyle değil mi?

Ama efendilerimiz, ama yöneticilerimiz yetkililerimiz siyasilerimiz valilerimiz kaymakamlarımız BELEDİYE BAŞKANLARIMIZ sonra kentin müftüsü “şehir ahalisinin hiçbir sıkıntısı yokmuş gibi”  sağda solda ya da bazı yerlerde ahkâm kesmeye konuşmaya devam ediyorlar...

Kendilerince inşa ettikleri dünyayı anlatıp duruyorlar, bazen din diyorlar bazen iman bazen Allah, bazen şöyle böyle hizmet ettik söylemleri...

Nerdeyse kimse ekmek girmeyen evlerden, ayakkabısı olmayan çocuklardan tenceresi kaynamayan annelerden söz etmiyor... Zira onları senin kimi günlerinde çıkarlarına uygun olarak kullanıyor çoğu...

Allah’ım/Allah’ım sen tanıksın her şeye, kimin ne yaptığına tanıksın/ve sen herkesin kalbinden geçenleri bilensin..

SEN BİLİRSİN!