Sen var ya bayım, sen hayatın boyunca diye yazacağım, hayatın boyunca her daim güçlülerin yanında olmayı onları övmeyi taltif etmeyi seçtin... Nasıl bir beceriyse önce sağcı olmayı yeğledin, bildiğim kadarıyla hep öyle kaldın, yani hep sağcı...

Tam sana göre bir yer seçtiğin yer...

Benim gözümde sağcılık diye bir şey yok da, siz öyle anlamlar yüklediğiniz, tercihiniz öyle olduğu için dedim... Yoksa sağcılık da solculuk da, ülke insanın bir şekilde kandırma oyalama taktikleri... Özellikle sağcılık Müslüman ahaliye yol vermeme, yola çukur kazma daha ileri gitme deme duvarı...

Ben böyle anladım her zaman...

Ülkenin en itibarlı gazetelerin de yazdın köşe sahibi oldun ve gerçekten kendinden söz ettirmeyi hep becerdin... Zira suya sabuna dokunmak diye bir derdin yoktu, halkın ülke insanın nasıl olduğu nasıl yaşadığı içinde bulunduğu zorlukların nasıl üstesinden geldiği önemli değildi senin için...

Önce Süleyman Bey şöyle, Süleyman bey böyle demelerle başladın... Ona yakın olmak için sanırım her şeyi yaptın, çevresindeki insanlara şirin göründün her zaman... Belki ondandır Nurcular Süleymancılar bile sevdiler seni, çünkü onlara da yakın görünmeyi seçtin, onlar da sana yakın olmayı...

Burası böyle kalsın... Sende biliyorsun herkesin becerebileceği bir iş değildi bir siyasetçi bir lider ile ölümüne dost olmak, içli dışlı olmak Allah var sen başardın bunu...

Şehir şehir dolaştığın zamanlar oldu, gittiğin her yerde itibar gördün muhteşem karşılandın siyasetçiler ile kurduğun gizemli ilişkiler nedeniyle...

Her daim güç sahibi makam sahibi söz sahibi para sahibi insanlar ile sarmaş dolaş oldun, onları selamladın nereye gittiysen, onlar da seni...

Eh nede olsa Süleyman beyin (Demirel)  yakın dostu sırdaşı hatta yoldaşıydın... Yazdın çizdin anlattın ama daha çok masala benziyordu anlattıkların yazdıkların...

Kime yazıyorsun, böyle kime söyleniyorsun diyen olursa...

Ülkemizin namlı meşhur gazetecilerden arkadaş...

Adı Yavuz Donat...

Hayatı sağcı parti liderleriyle içli dışlı “hadi dostluk diyelim” geçti... Hep yazdı çok yazdı uzun uzun yazdı, ama gerçekleri söylemeyi hiç arzu etmedi... Kendine dost edindiği liderleri ülke ahalisine şirin gösterme gayretinde oldu hep, neden öyle yaptıysa sormayın boş verin...

Arkadaş geçen günlerde Alanya ya gelmiş, Alanya da ne kadar makam mevki servet sahibi varsa hepsiyle görüşmüş... Belediye Başkanı Kaymakam Ticaret odası başkanı oda başkanları ve: ve Mehmet Ali dilme...

Köşesinde yazdıkları anlattıkları önce Sayın dışişleri Bakanından sırayla Belediye Başkanı Kaymakamımız Ticaret odası Başkanı oda başkanları, daha kimler kimler... Onların anlattıklarına ve arkadaşın yazdıklarına göre Alanya’nın hiçbir sorunu yok gibi... Ve olağan üstü hizmetler yapılalar...

Ne yazık ki büyük gazetecimiz bir tek vatandaşla bile görüşmemiş, Alanya üstüne yazarken...

Sanırım ötesini yarına bırakacağız... Çünkü asıl diyeceklerimiz denmedi...