En başta yazalım Aziz Allah yaptığınız iyilikleri başa kakmayın der... Allah yolunda harcayan sonrada harcadıklarının peşinden “bunları başa kakmayanlar gönül incitmeyenler, Allah katında mükâfatlandırılacaklardır denir Bakara 262 de...

İnsan iyiliği Allah için yapar, hatta insanın yaptığı iyilik kendinedir kendine iyilik yapar bizim inancımızda ve bütün insani değerlerde de böyle anlatılır...

Ama günümüz insanı günümüz Müslümanlarının pek çoğu kendilerince yaptık sandıkları iyilikleri insanların başına kakıyorlar... Sen diyorlar/ sen ne nankör adamsın veya kadınsın, ne zaman unuttun sana yapılan iyilikleri diyorlar... Ne yazık ki en yakın akrabalar arasında bile var bu büyük görgüsüzlük kabalık edepsiz duruş...

Bütün bu olumsuzluklar insanlar arasında dolaşıp dururken bu gidişatta çoğumuzun payı varken, bütün kusurları kötülükleri yanlışları başkalarının üstüne bırakmak ta da çok mahir olduk...

Herkes kötü biz değiliz, başkaları cahil biz değiliz, başkaları günah işleyen ama biz değiliz, nasıl bu kanaate varabiliyorsak...

Neyse...

Ben aslında iyilik yerine hizmet demek ve siyaset insanlarının mesela devlette söz sahibi olanların Mesela bakan arkadaşların mesela cumhurbaşkanın bağıra bağıra “biz size şunları şunları yaptık demesi ve sorması yapmadık mı?” diye insanlara...

Tamam yaptınız da, zaten onları yapmak için gelmediniz mi, bizi iktidar yaparsanız şunları şunları yaparız demediniz mi, şimdi neden bu kadar başına kakıyorsunuz milletin diye soramamak insanın canını acıtıyor...

Yaptıysanız milletin kendi parası ile yaptınız,hatta milleti borca sokarak çocukları borçlandırarak yaptınız..

Üstelik yaptığınız her şeyin karşılığını fazlasıyla alarak, bu yolda aldığınız her nefesin bile attığınız her adımın karşılığını alarak yaptınız, bizde soralım mı, almadınız mı?

Buradan Belediyelere Belediye Başkanlarına gelirsek, onlar da durmadan şunu yaptık bunu yaptık derken unutuyorlar, babaların parası ile yapmadıklarını ve her hizmetin karşılığını kat kat aldıklarını...

Unutuyorlar güçlerini kullanarak nasıl servetlerini üçe beşe katladıklarını ve halkın inanacağını sanıyorlar her yalana...

Neyse ey halkım! Nasıl olsa kimsenin kimseye kulak verdiği falan yok, herkesin kendini kutsadığı vakitler... İnsanlar olarak bizde bir çürüme var ki yöneticiler ülkeyi idare edenler şehirleri idare edenler her şeyi kendilerine mubah sanıyorlar, eh çoğunda Allah korkusu utanma duygusu da olmayınca sonuç bu...

Camlar kırık olunca rüzgâra esmek farz oluyor...