Hepimiz ama hepimiz hiç gerek yokken fazlaca gürültü yapıyoruz, fazlaca konuşuyoruz bilip bilmediklerimiz üstüne öğrenme diye bir azmimiz e yok... Hep başkalarının sözleri alıp sattığımız bir birimize... Başkalarının dini üstüne konuşuyoruz da, bizim kendimiz ne kadar haberdarız dinden?

Ne kadar umurumuzda din... Ne kadar umurumuzda dinin ne dediği mesela haram helal hak hukuk konusunda din gerçekten kaçımızın umurunda... Yine mi can acıtıcı sözler ediyorum sence, sadece biz mi yani halk mı camideki imamın ne kadar umurunda desem gıybet mi etmiş olurum?

Aslında çok gürültü yapmadan, çok yazmadan çok söylenmeden, hatta başkasına kurtarıcı numaraları yapmadan...

Neden dedim bunları derseniz*

Kendini bilge sanan kurtarıcı sanan kendini biricik sanan kişiler her yerde...

Her zaman dediğim gibi çoğu siyasetçi, bir kısmı devlet adına yetki kullanan bir kısmı Belediye Başkanı, Vali genel müdür bir kısmı...

İmam Müftü falan.

Ve bir kısmı...

Bir kısmı kendini gazeteci yazar sanan  “ben yazdımdı ben söyledimdi” diyen kişiler bir kısmı gerçekten kendini göklerde sanan...

Bakın bunlardan ülkenin her şehrinde olduğu gibi senin şehrinde de var ey halkım...

Ben ben ben deyip duran, ama bir yoksula bir simit bile almayı akıl etmeyen, barları gece kulüplerini mesken edinen...

Biraz dursa...

Biraz hatırlasa...

Biraz düşünse...

Hatırlasa boğazına giren lokmanın nereden geldiğini, helal mi haram mı, olduğunu diyeceğim de onların çoğunun öyle bir derdi endişesi yok?

Varsıl adamların sofrasından kalkmayan çoğu ve güç sahiplerini kutsamaktan başka bir şey bilmeyen...

Ve Tanrının ne dediği umurlarında değil çoğunun...

Daha çok zengin olmayı deneyen, daha çok daha çok daha çok önde görünerek kendine değer biçtiğini sanan...

Neyse...

Saçma “yazdıkların söylediklerin çok saçma”diyenler varsa desinler dursunlar, gerçeklerin böyle olduğunu sen de biliyorsun ey halkım... Sende biliyorsun Cuma namazlarında senden yardım isteyen görevli arkadaşların kendilerinin beş kuruş yardım yapmadıklarını...

Sende biliyorsun ey halkım ey şehir ahalisi her yerde olduğu gibi bu şehirde de para ile haber alınıp haber satıldığını, o zaman neden gerçekleri savunmuyorsun?

Demeye çalıştığım ülkenin sonra bu şehrin güzel insanlara yalan söylemeyen insanlara kimsenin hakkına göz dikmeyen kimsenin izzetini çiğnemeyen insanlara ihtiyacı var, gelin biz onlardan olalım diyorum...

Kötü bir çağrı mı bu çağrı?

Daha aydınlık şehirler daha merhametli sokaklar inşa etmezsek sonumuz daha kötü demenin neresi kötü?

Hatırla baban ölürken annen ölürken bir yakının ölürken  “sakın ölme bizi bırakma” demeye bile gücün yetmedi, yarın sen ölürken geride kalanlar “sakın ölme” diyemeyecekler sana...

Bunları hatırlatmanın gelin biz güzel insanlardan olalım demenin neresi kötü?

Dünyanın insanı yorduğunu kirlettiğini hatırlatmanın neresi kötü?