Yazımın muhatapları kendi Müslümanların safında sanan arkadaşlara, yani onlarla konuşmaya onlarla dertleşmeye çalışıyorum, çünkü ben bir dert insanıyım, ve derdi olmayan başkalarının derdini dert edinmeyen, acısına ortak olmayan sevincine ortak olmayan yoksulluğuna çaresizliğine ortak olmayan insanları kendime yoldaş edinmem, edinemem...
Bilerek sözüm kendini Müslümanların safında sananlara dedim, kendini Müslüman gibi görmeyen kişiler rahatsız olmasın “Bu zamanda böyle düşünceler” demesinler, onların yolu kendilerinin olsun...
Yazının içeriği okunursa Müslümanlar şöyle Müslümanlar böyle denmediği görülecektir, görülecektir boş sözlerle dünyayı yeniden inşa ederse Müslümanlar inşa edeler diye...
Birlerini kutsamaktan hep uzak kaldım ve gördüm ki birilerini kutsayanların çoğu köle ruhuna sahipler...
Evet, inancımız o dur ki Müslüman olmak izzet sahibi olmaktır ve bilmektir ben Müslüman’ım demekle Müslüman olunayacağını... Müslüman olmanın uyulması gereken yasaları vardır, o yasalara uyulmazsa Müslümanlığın sözde kalacağını, söylemeye çalışmak muradımız
Onun için bazı şeyleri yeniden gündeme taşımaya çalışıyoruz, çünkü bu hırsız düzende bu talan düzeninde hak hukuk bilmez düzende, kimilerinin kamu mallarına el koyduğu, kendi malı kendi parası gibi kullandığı bir zamanda kardeşçe konuşmak istiyorum bazı şeyler, yine kendime yakın hissettiğim insanlarla...
Ve onlara diyorum ki...
Kardeşler, ey kardeşler yoksa bizler ahret inancını kayıp mı ettik, ya da zaten yok muydu?
Ahret inancı taşıyan Müslümanların dünyasında adaletsizlik olur mu, acımasızlık merhametsizlik olur mu diye bir soru atmak istiyorum ortaya, cevaplamak isteyen olursa cevaplasın diye...
Sokaklar haksızlıklarla dolu, Müslümanların var olduğu bir yerde bunlardan yani bunca haksızlıktan rahatsızlık duymamanın bir manası var mıdır?
Hakça paylaşılmayan bir paylaşıma razı olmak neyin nesidir, neyin nesidir ekmeği hakça paylaşmamak ya da bu paylaşımı yapanlara karşı susmak? Ahret inancı taşıyan insanlar buna razı olur mu, razı olur mu kendine çok verilirken başka bir insana az verilmesine?
Müslümanların dünyasında ya da yaşadığı şehirlerde hatta mahallerde bu kadar çok yoksulluk nasıl olur, birileri bunca konfor içinde ihtişam içinde yaşarken ve kitapta bunca kardeşlikten söz edilirken, kardeşlik derken anlayın din kardeşliği muradım...
Din kardeşliği fiziki kardeşlikten öteye diye inanılır dinde, öyle değil mi böyle anlatılmadı mı camilerde?
Müslümanların dünyasında şehirlerde mahallerde ahlak kurallarının böylesine talan edildiği ayaklar altına alınmış olması neden bizi rahatsız etmez diye sorma zamanı gelmedi mi?
Sahi kaçımızın haberi var, az ötemizde bir evde bazı çaresizlikler yaşandığı, bunlardan haberdar olmak değil gerçek Müslüman olmak ve İslam’ın kurallarına uymak?
Sözlerimden rahatı kaçanlar varsa ne mutlu bana...
Hepinize selam olsun... Selam olsun kuşların yuvasız kalmasını dahi dert edinen insanlara...