Sevgi, sevmek ve sevilmek ne güzel şeydir bilir misiniz? Şu kara günlerde evimizde kalarak ailemizle ve sevdiklerimizle bir arada paylaştığımız küçücük kutu gibi evimizde ne kadar mutlu mesut olduğumuzu anlamış bulunmaktayız…
Ne kadar güzelmiş bir arada olabilmek ne kadar güzelmiş birbirimizin sevgisi… Halbuki ne kadar uzak mışız. Hayat paylaştıkça güzelmiş… Bugünlerde değerimizi bilip hayat bağlarımızı güçlendirmeliyiz… Tüm dünyayı saran bu virüs bizlere bir ders olsun. 
Toplumda hayatı sevmek, insanları sevmek, hayvanları ve doğayı sevmek, içinde yaşadığımız bir tutku kuşkusuz. Sevmek her şeyden güzelmiş. Bu kara günlerde bunu çok iyi anladık.
Bazen içimdeki matemlerin nerelerden geldiğini, duygularımın üstünde mıhlanıp oturduğunu ve sonra da ara sıra beni oyalayıp nasıl yorduklarını ve hatta üzdüklerini.
Yaşamın anlamı sorgulanmalı. İnsan nefes alıp verdiği sürece vardır. Nefes alıp verme ile nefes vermenin arasını kaplayacak olan ‘sevginin genişliği ve büyüklüğü’dür. Çocuklara bu öğretilmeli. Sevginin koşulsuz olduğu.
Çocuğa öğretilecek en değerli davranış ‘sevgi’dir. Sevgi yoksa insan da yoktur. İnsanları diğer hayvanlardan ayırt eden niteliklerden bir tanesi de öğrendiği ‘sevgi davranışlarıdır’. Hayata meydan okuyuş sevgiyle buluşmaktır. Bir çocuğun esnekliği ‘sevgiyle’ yoğrulmalıdır. Buraların en büyük eksikliği sevgisizliktir.
Sevmiyorum dediklerim oldukça az olsa da onlarla ilgili tartışmam olmadığını fark ediyorum. Sevdiğim, saydığım kişilerle nedense ara sıra sitemlerimizin, kapışmalarımızın olduğunu da fark ediyorum. Nasıl da haklıymışsın kalbim! En önemli yaşamsal duygu sende, sensin sevgi, sensin aşk…
Dışarıya çıkmak dünyaya bakmaktır ‘sevgi’. Dünyada çirkinlerin yarattıklarının zıtlarını öğrenerek, onları çocuklara sunmak gerekir. 
Sevginin ve sevmenin aynı zamanda bir yaşama sanatı olduğunu kabul etmeliyiz. Hiçbir şey insanı sevgi kadar güzel yaşatamaz. Sevgiyi yaşamalı, hissetmeli, yaşatmalıyız…