Oysa ben hep seni bekledim, gelirsen acılarım iyileşir, yaralarım iyileşir sandım... Bilirsin ben en çok sana inandım Tanrıdan sonra...

Vefasız çıktın, ne geldin, ne uzaktan bir selam dedin... Ne çok ihtiyacım vardı sana bu korona günlerde...

Sahi şimdi yanımda olmayacaksan ne zaman olacaksın? Gelseydin ellerine kına yakar, bu şehrin efendilerinin ne kadar ikiyüzlü, olduklarını anlatırdım sana... Gelseydin koca göbekli oda başkanlarının ikinci yüzünden söz ederdik el ele yan yana...

Geçmiş kışlardan söz ederdik, yeni caminin yeniden inşa edildiği günlerden... Sahi sence “O kadar neden çaba gösterildi o caminin Kiliseye benzetilmesi” konusunda...

Biliyor musun, bende o günlerde çok farkında olmamıştım, ama sonradan anladım ki, sanki burada özel bir gayret var gibi...

Gelseydin yanımda olsaydın, bu  son günlerde şehirdeki gazetecilerin kimlere neler yazdıklarını, küçük çıkarları için kimlere nasıl parlatma yaptıklarını birlikte görecektik..

Gelmedin ama, sen de mi zalimlerden oldun? 

Haydi, bundan sonra gel kuşlara yem atalım desem, biliyorsun dışarı çıkmak yasak, yasak kuşlara yem atmak...

Sarılmak tehlikeli, sevişmek tehlikeli, çocukları kucağa almak saçlarını okşamak tehlikeli, akşamları binlerce uyarı var bu konularda...

Susmak güzel bu günlerde, kitap okuyabilirsen haline şükür et... 

Dünyaya nasıl sığılacağını gösterdi Tanrı insanlara ve evlere nasıl sığılacağını...

Ama öbür taraftan insanın karşısına geçti “gördünüz mü?” hiçbir şeye gücünüzün yetmediğini demekte...

Rusya’nın, Amerika’nın hiçbir gücünün olmadığını görün bakalım demek de, insana... Hatta ülkelere, belki de en çok Afrikalılara...

Artık ayağa kalkın, kendinizi sömürttüğünüz yeter deyin, diye onları uyarmak da belki en çok... Israrla dağlara sığınma vakti demeyeceğim, ama şehirleri yeniden inşa etme vakti...

Mesela dağlarda ormanların içine yapılan beyaz adamlara “evlerinizi buradan kaldırın” deme vakti...

Çünkü doğayı doğa olmaktan çıkaran bu beyaz adamlar ülkenin her yerinde...

Tamam korona günlerindeyiz ve bize sokağa çıkma yasağı var, ama ben seni kalbimde yaşatmaya, Afrikalı kara kuru çocuklardan söz etmeye devam edeceğim evin içinde...