Dedik ya hani, birkaç günde partileri yazalım, siyaset üstüne yazalım diye…
Ak Parti’yi yazmayacağımız sanılmasın, onu da yazacağız elbette…
Hem var olan günahlarını, hem sevaplarını söylemeye çalışacağız, bildiğimiz kadar…
Ama bu gün, bugün Saadet Partisi’ni yazalım, çünkü Saadet Partili arkadaşlar, kendilerini o kadar çok öne atıyorlar ki, kendilerini o kadar çok yüksek sesle pazarlıyorlar ki, ahaliye o kadar çok fazla söz ediyorlar ki, gerçekten inanası geliyor insanın söylenenlere…
Saadet Partisi iktidar olmalı diyesi geliyor arkadaşları dinlerken…
Yok, yok olumsuz sözler edecek değilim, ama bazı gerçekleri de, söylemek gerek, ve bazı soruları sormak gerek bu arkadaşlara…
İyi güzel sözler ediyorsunuz da arkadaşlar, daha beş on yıl önce Milletvekili Merve kavakçı meclisten atılırken ne yaptınız, sesinizi neden yükseltmediniz? Mesela şimdi Tayyip Erdoğan’a yükselttiğiniz sesin azıcığını, o gün Ecevit’e yükseltmiş olsaydınız, belki bugün daha aydınlık olacaktı bu ülkenin önü…
Ama sustunuz…
Yo, yo sustunuz, hem de çok fazla sustunuz…
Mesela yine sustunuz, susmak zorunda kaldı rahmetli Erbakan Hoca, başbakan iken kendine kocaman küfür eden generalin küfrü karşısında…
Başbakanlığın verdiği bir yemek de “sofrada neden içki yok deyip, kendi parasıyla içki aldıran ve o içkiyi o masada, Başbakan Erbakan Hoca’nın önünde içmesine kimin sesi çıkabildi?” diye sorsam…
Ve bir daha sorsam “şimdi nasıl bu durumlar?” dün meclise sokulmayan başörtülü kadınlar, bugün ordu da subay, emniyette polis, hastanede doktor, üniversitede hoca, sahi bu nasıl oldu?
Bunların böyle olmasını kim yaptı?
Tayyip Erdoğan’ı kutsadığımı sanmayın, kimseyi kutsayan değilim, ama adaletli konuşmak gerekmez mi?
Bütün bunları görmezden gelerek sabah akşam Tayyip Erdoğan’a hakaret ve küfür etmek neyin nesi?
Sahi Erbakan Hoca’nın oğlu nerede, neden bu teşkilatın içinde yok veya sokulmuyor, bu parti Erbakan Hoca’nın partisi ise? Kendi içinizde nasıl yapıyorsunuz bunların izahını?
Neyin nesi yıllardır Erbakan Hoca’ya küfür edenlerin bugün Saadet Partisi’ni destekliyor görülmeleri? Mesela siz inanıyor musunuz “Foks Tv’nin” Saadet Partisi’nin iktidar olmasını istediğine? Ve sizce neden her gün Saadet Patisi’nden söz ediyorlar, bu emperyalist çocukları…
Fatih Portakal’la, İsmail Küçükkaya ile bu muhabbet neyin nesi?
Saadet’i bırakın, bu ülkenin çıkarına bir söz edeceklerine inanıyor musunuz bu kişilerin? Neden onlara verdiğiniz değerin birazını Tayyip Erdoğan’a çok görüyorsunuz?
Sahi Tayyip Erdoğan söylediğiniz kadar hain ve kötü mü?
Sadece bilmek istedik…
Sadece sormak istedik…
Yok öyle kızmaca yok…
Sizden daha çok sorularımız var bizim de, hem Ak Parti’ye, hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan’a…
Ama asla sizin vurduğunuz yerlerden vuran olmayacağız, sizin baktığınız yerlerden bakan da olmayacağız…
Yaptıkları iyi işlere iyi, kötü işlere kötü diyeceğiz…
Bu millete verdikleri en küçük hizmetleri bile gören olacağımız gibi, yanlışlarına da yanlış demeye devam edeceğiz…
Şimdilik burada bırakalım…
Gerekirse yazar deriz başka zaman, daha başka şeyleri…
Eh bekleyelim görelim yarınlarda kimin kimlerin dediklerinin doğru olduğunu…
Hoşça kalın efendim…
Saadetçi arkadaşlar sizlerde hoşça kalın…
Çok selam, çok merhaba hepinize…
İyilik ve hayırlar dilerim…
