Hadi hep birlikte böyle yazı olmaz deyin, ne söylediğini bilmiyorsun deyin hep birlikte... Hep birlikte sizin de sözünüz olsun, çünkü ben halkım çünkü ben insanım, kalbinde şiir hüzün dolu bir adam...

Biraz aykırı yerleşik düzene ve kutsal bir yasa gibi savunduğunuz düzene...
Ne zaman bir ağaç kesilse “lanet olsun bu düzene” diye kendi içine ağlayan, kahırlanan zalimlere yazıklar olsun diyen...
***
Yaşamasını elinden aldığınız kuşların yok oluşuna oturup çocuklar gibi ağlayan... Sokakların geçilmez olduğunu görünce içi sızlayan, alengirli laflardan nefret eden... Sokakların caddelerin içine düşürüldüğü manzaraları görünce, beyaz adamlara yapılan ayrıcalığı görünce ve kuşların yok oluşunu hissedince,  ben ağladım kocaman...
Söyleyen mesela sizde ağladınız mı kentlerden kuşların gitmesine, çocukların kuş sesine hasret kalışına?
***
Şimdi gereksiz şeylerden mi söz ediyorum sizce? İnsanların birbirinin yüzüne bakmaz oluşunu dert etmek insan olmak değil mi?
***
Doğru dersiniz, aslında böyle yazı olmaz, ama sizler yazdırıyorsunuz, sizlerin sorumsuz davranışlarınız yüzünde, sorumsuz ettiğiniz sözler yüzünden ve her şeyi kendinizin bildiğini sanarak ahaliye tepeden bakmanız yüzünden yazılan yazılar işte...
***
Tamam, başka şeyleri söylememize razı değilsiniz de, bırakın söyleyelim kentin halini görünce kalbimizin ağrıdığını...
Mesela sormak istersek kime soralım Alanya’nın girişindeki güzel Emirgan parkının günahı kime ait diye?
Bu bir talan bir vurgun bir utanmazlık değilse nedir?
***

Ne mi yapmak istiyoruz?

Hani Hazreti İbrahim’in ateşi sönsün diye su taşıyan karınca vardı ya, işte o misal karanlığa haksızlığa söz etmeye çalışıyoruz, varsın duyması gerekenler duymasın...
Aslında ahalinin her bir ferdi biliyor bir yerlerde olup biteni yapılan yağmayı yapılan vurgunu talanı...
Dillendirmeyelim mi?
***
Daha baştan biliyorum hiç umurunuzda olmayacağını, ama olsun diyorum kendime, olsun sen o karınca misali sözleri söylemeye ikazını yapmaya devam et...

Eskiden de inanmıyorduk, ama yine kalpleri kırılmasın diye zaman zaman katlanıyorduk yalanlarına...
Zaman zaman gözlerinin hizasına baktık, belki bu sefer doğru söylerler, belki bu sefer iyi birkaç söz ederler, içinde kibir ve bencillik olmayan...
***
İster inan ister inanma değişen bir şey yok ey ahali ve bu gidişle de olmayacak... Artık bir gram bile umut bırakmadılar yüreğimizde...
Bir avuç aşk, birkaç iyi söz...
Yarınından emin olmayan insanlar haline getirdiler bizi hep birlikte...
Yani siyaset konuşanlar ülke adına konuşuyoruz diyenler...
Ve...Ve din adına konuşanlar nerede konuşuyorlarsa...