Biliyorum bu hadiseyi çok fazla duymuşunuzdur cami kürsülerinde minberlerinde… 

Sonra özel ev sohbetlerinde, gitmişseniz dini konferanslarda…

Çünkü sever insan doğru şeyleri anlatmayı, kendi doğru olmasa da… Anlatır ki, kendi de doğulardan, yalansızlardan, adalet üzere olanlardan olarak anılsın…

Anlatılır hep…

Hazreti Ömer halifedir… 

Bir savaş sonrası elde edilen ganimet paylaşımında herkese birer metre kumaş düşer… 

Yani kimseye her hangi elbise çıkmamaktadır, gömlek olmamakta, aba olmamaktadır…

Ancak başka birisi kendi hissesini verirse bir elbise çıkacaktır…

Hazreti Ömer’in oğlu Abdullah kendi hissesini babasına vermiş, bari sen bu iki parçadan kendine bir elbise diktir demiştir…

Hazreti Ömer de, öyle yapmıştır…

Ve Cuma günü hutbeye çıkar hazreti Ömer, üstünde yeni diktirdiği o elbisesi (cübbesi)vardır…

Ey cemaat veya ey insanlar der demez aşağıdan bir ses “sen der o ses” sen önce üstündeki o yeni elbisenin hesabını ver sonra konuş… 

Nereden buldun o kumaşı, kimseye yetmeyen kumaş sana nasıl yetti, yoksa Halifeyim diye kendine fazla mı aldın?

Halife Ömer oğluna döner der ki, Abdullah sen anlat ve Abdullah işin doğrusunu anlatır… Tamam, şimdi devam et der, o soruyu soran sahabeye…

Bunu neden mi anlattım?

Hani seçim zamanı ya, önümüzdeki günlerde seçim var ya, bizlerde o seçimlerde birini tercih edip bizi sen idare et diyeceğiz ya, ondan…

Bir metre kumaş bile olsa hesabını soracağın adamları tercih et, eğer varsa öyle adamlar? Bak bu adam kimsenin hakkını yemez, haksız kazanç elde etmez, kendi çıkarını düşünmez, hile yapmaz diyeceğin adamları bulmaya çalış, bulabileceksen…

Çünkü verdiğin destek ona kefil olmaktır, bak bu adam hırsızlık arsızlık haksızlık adaletsizlik yapmaz demektir… 

Yoksa suça ortak olmak vardır, ortak olmaktır seçtiğin tercih ettiğin kişinin yaptığı her haksızlığa, işlediği her suça…

Hatırla biz çok yaptık biz bunu millet olarak… 

Tercihlerimizi yaparken bunları düşünmedik, kendimize kendi partimize yakın oldu mu, onu seçtik kim olursa olsun…

Bu dünya da olmazsa bile ahretimize yazık ederiz, bunları düşünmezsek…

Ben hatırlatayım da, sen yine bildiğini yap…

Bir dönem milletvekili, bir dönem belediye başkanlığı yapan kimi adamların nasıl servet edindiklerini bir hatırla… 

Hatırla nasıl zengin olduklarını, mal mülk edindiklerini…

Haksızlığa hırsızlığa yardımcı oma, taraf olma… 

Sahi bu kadar serveti nasıl edindin diye soru soramayacağın kişilerin yanında durma…

Sen de zalimlerden olursun sonra…

Bak seni hiçbir partiye çağırmıyorum, hiçbir adamın peşine gitmeye de… 

Tercihlerini yaparken iyi düşün, hak ve adalet üzere düşün, başka insanların hakkını hukukunu hatırla…

Tamam, da kardeşim “başka adam mı var diyorsan?” anla bu ülkenin bu şehrin, bu sokakların bu hale gelmesinde bizim de payımız suçumuz var… 

Çünkü tercih yaparken doğru tercihler yapmadık belki…

Bu günlük bu kadar…

İyilik içinde kalınız…