Aslında korona virüsü bize bazı şeyleri yeniden hatırlatmalı... Mesela insanın gücünün her şeye yetmediğini... Hatta gücün ve silahın hiçbir işe yaramadığını... Servet edinmenin çok da ahım şahım bir şey olmadığını...
Bak şimdi sana diyorlar ki, evden çıkma ve sen çıkmıyorsun, benim param var servetim dağlar kadar ben bundan kurtulurum sözünü edecek bir cesaretin bile yok...
Ölüm korkusunu yenecek ne bir güç var, ne bir ilaç...
Dünyanın en lüks arabasına sahipsin ama binmeye cesaretin yok... En ünlü mağazalardan en ünlü markaları alarak alışveriş yaptın hepsi dolapta şimdi... Çünkü giymeye dışarı çıkmaya sağına soluna hava atmaya mecalin kalmadı...
Haydi, söyle horladığın, küçük gördüğün o yoksul insanlarla senin aranda ne kadar fark kaldı? Belki sen biraz daha çok stok yaptın hepsi bu... 
Buna da aç gözlülük derler, Anadolu halkının hiç sevmediği bir tutum o...Hep birlikte evde oturuyoruz...
Ve birde şöyle olsaydı, mesela dünyada yayılan dedi kodu “Bu korona virüsünün, gün gün daha çok yayılacağı ve daha çok insan öleceği şeklinde olsaydı” ne olurdu insanlığın hali,  o servetlerini Tanrı edinenlerin hali ne olacaktı, nereye gideceklerdi?
Çünkü artık her yer korona virüsü ile dolu...
Yok, yok canınızı sıkmak için yazıp söylemedim bunları... Ama diyorum ki, dünyayı korona virüsü için ayağa kaldıranlar, dünyayı açık hava hapishanesinden kapalı hapishaneye çevirmek isteyenler ve çevirenler, her gün dünyanın bir yerlerinde on binlerce insanın açlıktan ölmesine sebep oluyorlar...
On binlerce insanın savaşlarda ölmesine sebep oluyorlar ve bilerek isteyerek bu savaşları çoğaltıyorlar, uçakları ile gökyüzünden insanların üstüne ölüm kusuyorlar...
Bütçelerinin en çoğunu savaşa ayırıyorlar, çocukları öldürmek adına...
Korona virüsü çıktığı günden beri ölen, insan sayısının ötesinde insanların ölümüne “bir günde” sebep oluyorlar...
Hani diyorum ki, yoksa Rahman azıcık zalimler ölüm korkusu ile korkutuyor olmasın...
Aklınıza başınıza alın demiş olmasın...
Hangi yolda yürünse tehlike arz ediyor artık... Hangi dilden konuşursa konuşsun insan, sonu aydınlık değil, böyle giderse...
Rahmanı yeniden hatırlamak zamanı, zaman... Yoksa yakın gelecek de egemenler her birimizi kendi takiplerine alacaklar...
Bir kısmımızı yok edecekler şöyle veya böyle... Bir kısmımız onların kölesi haline geleceğiz veya getirecekler...
Bu sözlerin bir dayanağı yok sananlar girip baksınlar BİLL GATES ve benzeri vakıfların insanlığa dönük çalışmalarına... Belki birkaç seneye kalmaz hepimizi CHİPleyecekler, ve bunun insanın yararına olduğunu kabul ettirecekler bize...
Bizim yok olmamız, özellikle Müslümanların yok olması umurlarında olmayacak onların... Yani tekrar tekrar demek istiyorum ki, bir gün sonuçlar açıklandığında kaybeden en çok yoksullar olacak...
Hem de dünyanın her yerinde...
Siz camın ardından bakmaya devam edin ve hiçbir şey olmayacak sanın... Büyük oyunun oyuncuları çok büyük artık... Bizim görmemizi istemiyorlar...