Siyaset dünyasının adamları da, din üstüne konuştuklarını sananların hemen hemen hepsi kadınlar üstüne konuşuyorlar en çok...
Kadınlar olmasa sanki konuşacak bir şeyleri yok efendilerin...
Sonra Medya denilen yıkım ve vurgun ordusu...
Onlar da kadınlar üstünden bir yerlere varmak istiyorlar...
Can kulağı ile dinlediğimiz zaman görürüz ki, her üç tarafında kadınlara söyleyecek bir şeyleri yok, ama onlar var sanıyorlar....
Yok çünkü fena cahillerden oluşuyor bu insanların pek çoğu, ne aşktan anlıyorlar ne şiirden anlıyorlar...
Ne söz etmeye güçleri var gök yüzünün aydınlık olduğundan, ve hep öyle kalacağından...
Hayatlarında bir şiir bile okumamış kimi adamların kadınlar hakkında konuşması utanmazlığın bir çeşidi...
Güzelliğini der bir şair arkadaş, güzelliğini bir yara gibi taşıyan kadınlar demiş, kadınlarımız için...
Ne güzel demiş...
Evet bizim kadınlarımız güzelliğini bir yara gibi taşıyan varlıklardır aslında...
Gök yüzü gibi aydınlık, yeryüzü gibi bereketli, ekmek gibi sıcak...
Ama biz onları başka bir millet sandık...
Bundandır önüne gelenin kadınlar üstüne konuşması,yazması, dedi kodu yapması...
Oysa Aziz Kuran da kadınlar ile erkekler aynı değerde anılır, ve denir ki “kadınlar erkeklerin, erkekler kadınların velileridir” daha nasıl anlatılsın?
Cennet annelerin ayakları altında buyuran bir Peygamber var önümüzde, ama dinleyen duyan kim...
En çok dinden söz edenler duymak istemiyorlar Onu...
Ama bu ülkede kadınlarımız üstüne fena ve karanlık zalim oyunlar oynandı, oynanmaya devam edilmekte ve hayatın her alanında incindi ve yıprandı, hem küstürüldü, hem kandırıldı...
Önce evinden edildi, sonra ailesinden...
Kadını evinden ailesinden uzak eden bir karanlık sistem hakim yeryüzünde, ve ülkemizde de...
Kadınına yazık eden bir sistem, çok fazla acımasız, çok fazla zalim ve karanlık
Din adına konuşanlar kimilerinin gözünde, cehennem yalnız kadınlar için var...
Önüne gelen kadınları cehenneme göndermekte, ve kadınları erkekleri yoldan çıkaran birer şeytan gibi anmaya çalışmaktalar...
Elbette öyle bir kaç kelime bir kaç satır ile anlatılacak konulardan değil bu konular...
Ama el birlik kadınlarımıza kötülük edenlerden olduk, onları çok incittik, üzdük onları...
Bazı zamanlar güzel konuştuk, anamız dedik bacımız dedik eşimiz dedik, arkadaşımızın karısı dedik, ama sonara, sonra köpeklik yapmayı seçenlerin sayısı hiç de az değil aramızda...
Ahlaktan söz ettiler, ama kadının ahlaksız olabileceğini sandı, kimi alçak herifler...
Oysa onların her biri, gök yüzü gibi mavi düşleri olanlardı, yazık ettik kadınlarımız...
Yalnız güzelliği mi, yara gibi taşıdığı? Neler taşımadı ki, nelere ne acılara, ne ayrılıklara, ne ihanetlere, ne yoksulluklara katlanmadı ki?
Aşkı da taşıdı, kahrı da...
Kurşun yaralarını kollarında, sırtında bıçak izi çoğunun...
Sonra aydınlığını her daim gözlerinin...
En yok olduklarında hep bir umut hep bir aydınlık oldu gözlerinde bizim kadınlarımızın...
Ama çok az insan gördü bunu...
Ellerinin bereketli oluşunu çok az insan gördü...
Neden burun kıvırır kimileri?
Umudu, umutlu olmayı öğretti her şeyden önce...
Çölde kaldı, ama kimseyi çölde bırakmadı...
Yolda kaldı kimseyi yolda bırakmadı...
Yatılı hüzünler taşıdı hep...
Yorulmadı yoldaşını onarmaktan...
Ama kimseye anlatamadı kendini....
Hele servetin puşt yaptığı adamlara hiç anlatamadı...
Neyse hoşça kalın...
Bu günlük bu kadar olsun...