Bakın yazıya size Nazımdan bir hatıra anlatarak başlayayım da, ne demek istediğimi anlayın... Anlayın güç ve maka sahibi olmanın sanıldığı kadar önemli olmadığını... Bir gün gelecek, gücünüz makamınız hatta servettiniz ne olursa olsun,  hatırlanmaz, adınız ahali arasında anılmaz olacaktır... 
Çünkü bu dünyanın böylede bir yanı vardı...
Sanırım Nazımı yani Nazım Hikmeti en azından ya biliyorsunuz dur, ya adını duymuşsunuzdur... Hakkında ne yazılırsa yazılsın, Nazım büyük bir şairdir büyük bir direniş adamı kimi zaman eğilir gibi yapsa da...
Nazım Bursa cezaevinde yatmaktadır... Devrin Adalet Bakanı cezaevini denetlemek için bir müfettiş gönderir... Müfettiş birkaç gün denetim yaptıktan, kendine göre işini bitirdikten sonra  kendine tahsis edilen odasında hapishane müdürüne  “Duydum ki Nazım da buradaymış çağır da görelim” nasıl biridir der...
Nazımı çağırırlar odaya getirirler... Müdür koltuğuna güven içinde gömülen, birazda yukarıdan bakma bir tavırla müfettiş Nazımı tepeden tırnağa süzer ve demek Nazım Hikmet sensin der, Nazıma oturması için yer gösterir...

Kısa bir konuşma sonrası “Gidebilirsiniz” der... Nazım tam kapıdan çıkarken durur ve müfettişe: Ömer Hayyam adını duydunuz mu? Diye sorar...
Müfettiş hemen atılır: Kim bilmez ki Hayyam’ı der... 
Nazım sormaya devam eder, peki Hayyam zamanında İran hükümdarı kimdi? 
Müfettiş şaşırır, çünkü o zamanki hükümdarın kim olduğunu bilmemektedir... 
Nazım konuşmasını sürdürür, görüyorsunuz sanatçıyı anımsadınız ama hükümdarı anımsamadınız...
Yıllar sonra beni dünya anımsayacak, ama dönemin Adalet Bakanını ve sizi kimse anımsamayacak der ve çıkar... Müfettişin Nazımı geri çağırdığı söylenir, ama Nazım çoktan koğuşun yolunu tutmuştur...
Mesela o zamanın Adalet Bakanının kim olduğunu kimse hatırlamaz, ama Nazım her yerde herkesin dilindedir ve olmaya devam edecektir...
Siyasilere ve siyaset adına güç kullananlara bir hatırlatmadır bu... 
Elinizden bu makam, altınızdan bu koltuk alındıktan birkaç yıl sonra, kimse sizi hatırlamayacaktır, hatırlayanlarda iyi sözler etmeyecektir...
Onun için kıymeti bilinmesi gereken insanların kıymetini bilin, onları takdir edin, hatta onların ayaklarına gidin...
Çünkü bizim kültürümüzde, bilgili ve hikmet sahibi insanları ayağına çağırmak edepsizlik olarak bilinir...
Haydi, kalbinizle konuşun...