Susma vakti bunu biliyorum da ama olmuyor be arkadaş... Kendilerini efendi edindiklerimiz konuştukça, onları dinledikçe, onlar yüzünden kuşların yok olduğunu gördükçe, daha çok kirleniyor insanın mavi yanları...

İyi yanlarımız daha çok azalıyor onlar konuştukça, onlar gürültü çıkardıkça, onlar biz her şeyi biliyoruz dedikçe, daha çok vurgun yiyor kalbi olanlar...

Kentlerin acıları çoğalıyor onlar konuştukça ve biz her şeyi biliyoruz dedikçe...

Tamam, susalım da, daha çok bozuluyor sokaklar onlar konuştukça, ağaçlar daha çok yok oluyor, dağlar ormanlar denizler daha çok talan ediliyor ülkemizin her yerinde...

Şahdamarlarımızdan kanıyoruz onlar böyle konuştukça....

Öyle olmuyor mu sizce?

Asıl talancılar, asıl fırıldaklar, kentleri perişan edenler onlar, yani bu çok konuşanlar değil mi? 

Anladınız siz onları, siyasetçilerden, siyaset adına konuşanlardan, insan adına ülke adına ahkâm kesenlerden söz ediyorum...

Kendilerini bizlere kurtarıcı gibi sunanlardan söz ediyorum, partilerden, partilerin yetkililerinden sözcülerinden söz ediyorum...

Kendilerini Tanrının oğulları sanan beyefendiler den, kendilerini Meryem'in kızı sanan hanım efendilerden söz ediyorum...

Kentleri idare etmek adına Belediye başkanlığı yapmaya soyunan kişilerden söz ediyorum, haddini bilmezlerden kendilerini bilmezlerden, edep ve utanma bilmezlerden söz ediyorum...

Ne Aşktan anlıyorlar ne şiirden, ne Tanrının ne söylediği umurlarında pek çoğunun...

Daha önce aynı görevi yaparken çıkarından başka bir şey düşünmeyenlerin, yine kurtarıcı rollerine girmelerinin utanmaz davranışlarından söz ediyorum...

Bizleri ahaliyi halkı divaneye çevirdiniz, yapmayın demeye çalışıyorum duyarlarsa...

O parti bu parti değil, hepsinden her birinden söz ediyorum... Başka zamanlarda insanın yüzüne bakmayanların yoksulların kapısına varmayanların, insandan yoksullardan söz edişlerinin utanmazlık olduğunu söylemeye çalışıyorum...

Servet ve güç sahiplerini kendilerine dost edinenlerin, şimdilerde yoksulların yanında görünür gibi yapmalarının bir kandırmaca olduğunu diyorum...

Bizi çok yordunuz diyorum, çok kirlettiniz bizi diyorum, sonra kentleri sokakları yaşanmaz kılan, tarihi yok eden, toprağı bağları bahçeleri yok eden sizlersiniz diyorum onlara...

Madem doğru kişilersiniz gelin bunları konuşalım diyorum, daha önce neler yaptığınızı, ya da yapmadığınızı konuşalım diyorum, söze saygınız varsa...

Öyle kimi soytarı gazetecileri yanınıza alarak işinize gelen, çıkarınıza uygun haberler yaptırsanız yazdırsanız, insanları kandırsanız bile, Allah'ı kandırmanın mümkün olmadığını söylemeye çalışıyoruz sadece...

Bir gün bütün saltanatların bitip yıkılacağını ve bir hesap gününün olduğunu söylemeye çalışıyoruz ve bunu herkes demez diyoruz...

Bu bir hatırlatma, bu kardeşçe bir uyarı dinlerseniz diyoruz...

Tamam, siz böyle konuşup duruyorsunuz da, kirlenen bizim mavi yanlarımız, aydınlık yanlarımız kirlenen diyoruz...

İyi yanlarımız azalıyor sizleri dinledikçe, sizleri gördükçe evlerimizden çıkmak gelmiyor diyoruz, başka nasıl diyelim onların istenmedikleri?

Daha nasıl diyelim canımızın acıdığını onlara, kendilerini dinledikçe, yaptıklarını gördükçe, yapacaklarını duydukça...

Kuşlar diyoruz, toprak diyoruz, dağlar ağaçlar diyoruz, kuşları yok ettiniz, toprağı yok ettiniz, dağları ağaçları yok ettiniz ve denizleri beyaz adamlara peşkeş çektiniz...

Çok yalan sözler ediyorsunuz, çok fazla ikiyüzlü davranışlar sergiliyorsunuz ve çok fazla gürültü çıkarıyorsunuz, hem de bile bile yapıyorsunuz bunu...

Üzülüyoruz, bunu da demeyelim?