Efendiler sormayalım mı, sorup sizlerden veya birilerinden cevap istemeyelim mi? Bizim yöneticilerimiz, siyaset adamlarımız, siyaset kadınlarımız, şehri yönetenler, hep zenginde, halk fakir ve yoksul? 
Neden?
Ya da nasıl zengin oluyorlar, o makama gelince?
 Veya bu fakir yoksul halk kendilerini “yönetsin diye” neden zenginleri seçerler? Ya da zenginlerin işaret ettikleri kişileri?
Belediye Başkanları neden hep zenginlerden, ya da zenginler ile kol kola olanlardan seçilir sizce? Neden dürüst olmak, yalancı olmamak, halkın değerlerine sahip çıkmak öncelenmez?  Neden sorulmaz seçimlerde harcanan bunca para nerden nasıl geliyor diye?
Veya ahalinin kendine böyle soruları olmaz, gerçekten bu efendiler bizi çok sevdiği için mi, bu kadar çok harcama yaparlar seçimler de?
Mesela yoğurdun kaymağını yiyen, servetlerini ikiye üçe beşe katlaya eski, yani emekli olmuş milletvekilleri nerdeler, ne iş yaparlar?
Ne oldu halkı şehri insanı sevme duygularına? Neden bu kadar uzaklar halktan halkın sorunlarından, halkın içinden? 
Böyle bir kural mı var veya kutsal kitaplarda böyle yazılı ayetler mi var? Mesela bu işi Allah’a arz etsek, ne der bizlere?
İşlerinizi ehil olanlara, Allah’tan korkanlara, hak adalet üzere olanlara verin, diyen Allah değil mi idi, bize?
Sahi hiç bu konularda Allah’ın ne dediğini hatırladık mı, Onun kulları olarak?
Sizin kendi içinizdeki cevap ne? 
Ülkemiz şehirlerimi neden bu halde sorusu neden yok dilimiz de? Yoksa çoğumuzun yaptığı gibi pastadan pay kapma derdinde miyiz bizde?
Bunları görmezden mi gelelim? Sormayalım mı, efendiler bu ne iştir, neden bu işler böyle oluyor diye? Bu bir adaletsizlik değilse nedir veya kibir sahiplerini kutsama? 
Mesela bu bir az gelişmişliktir dersem, ne dersiniz?
Veya şeytanın oyunlarından bir oyun... Yine o büyük kibirlenmelerinizle “Biz herkese her soruya, her sorulana cevap vermeyiz!” demeye devam mı edersiniz?
Ne çok soru var sorulacak aslında...