Şehirlerinde macerası, insanların macerasına benzer,

Dünyada ve ülkede gelişen akımlar şehirleri ummadıkları noktalara taşır.

Sular akmaya başlar, ya da işler ters gitmeye başlar.

İnsanlık hali olarak,

İyiyi kendimizden bilir, kötünün günahlarını başkalarına yükleriz.

Bizim dışımızda olup bitenlere müdahale şansımız olmaz.

Fakat bir şehrin hikâyesinde, o şehirde yaşayan insanların bakış açıları,

Beklentileri,birikimleri,eğitimleri, dünya görüşleri olumlu, olumsuz,

Sonucun daha iyi olmasına veya daha kötü olmasına katkı yapar.

Yani bir anlamda ne ekersek onu biçeriz.

Alanya’nın bir hikâyesi var.        

 Tarımla başlayan, turizm ve üniversite ile taçlanan bir hikâye.

Bazen durup sormak lazım nerdeyiz, nereye gidiyoruz.

Bu soruların tam zamanı.

Tarımda narenciye liderliğini Çukurova ya, örtü altı sebze üretimi liderliğini Antalya’nın diğer şehirlerine teslim ettik.

Yenidünya üretimini artıramadık, Avokadoda, Muzda biraz yol aldık.

Turizmde önder şehir olma avantajlarımızı yok ederek, her şey dâhilin peşine takılıp,

Turizmi sadece otel yapmak olarak anladık. Şehrimizi ucuz tatil bölgesi haline getirdik.

İnşaat sektöründe toplu konut benzeri projelerle,

Çevre ve yeşil alan duyarlıklarını bir tarafa bırakarak betonlaşmamıza hız verdik.

Zengin Avrupa pazarını kaybettik. Düşük bütçeli Ruslara geleceğimizi bağladık.

Üniversite öğrenci sayımızı artırdık. Kışın şehirde bir nebze olsun hareketlenme sağladık.

Bu veriler ışığında genel olarak baktığımız zaman

Turizmde, tarımda, inşaatta cazibesini kaybetmiş.

Öğrenci ve emekli kenti haline geldik.

Tabii ki bu sonucu biz tercih etmedik diyebiliriz.

Maalesef birçok kişi bu sonucu öngörüyordu.

Eğer bu durundan rahatsız oluyorsak, tekrar bir çıkış yapmak için bir şeyler yapabiliriz.

 Bunu bir sorun olarak değil, sadece bir durum olarak görür isek,

Yanlışlarımızı doğrularımızı iyi analiz yapabilirsek,

Bu bilgiler ışığında şehrimizi geleceği hazırlayabiliriz.

Bence, burada unutulmaması gereken en önemli mesele.

Her birimizin çözüm önerileri tek başına bir şey ifade etmediğidir.

Şehrimizde bilgili, gereğinde risk alabilecek,

Bütün bildiklerini toplum çıkarı için kullanabilecek üstün vasıflı çok insanımız var.

Ortak aklın hâkim olduğu bir platformda,

Milli iradeyi temsil eden siyasetçilerimizin rehberliğinde uzman görüşleri ile desteklenen,

Çözüm önerileri ile ancak bir çıkış sağlanabilir.

Siyasi irade,

Toplumun içinde birikimleri olan birikimli şahsiyetleri oyunun içine katacağı bir yol bulmalıdır.

Bu fikri hayalî bulan birçok insanımız olduğunun farkındayım.

Ama maalesef bu ağır yükün altından bireysel yeteneklerimizle kalkmamız çok zor.

Çizgi film karakteri HE-MAN gibi bütün güçlerimizi birleştirebilirsek,

Ancak bu şehrin geleceğini teminat altına alabiliriz.