Her gün yaşadıklarımızı, algıladıklarımızı zihnimizde bilgi birimimize göre yorumlarız. Sonucunda çıkarımlarımız olur. 

Son iki yıl içerisinde sosyal medyada yazdığım hayata dair yaptığım analizlerden çıkan düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istedim. 

Başarı insan kazanmak, başarısızlık ise insan kaybetmektir.

Kadın seveni sever, sevmeyeni sevmez.

Size değer vermesini beklediğinize değer vermiyorsanız, onun size değer vermesini beklemeyiniz.

Kümesteki tavuk olursan değersizleşirsin.

İnsan madden güçlendikçe empati özelliğini kaybediyor.

İnsanın kavgası sadece kendisiyledir. Kavgasını bitiren ancak dinginliğe huzura ulaşır.

Türk iş insanın zaafı bir işe odaklanıp bir numara olmak yerine,çok iş yapar. Hepsinde sıradan olur.

Çok şey biliyoruz ama hiç işimize yaramıyor. Anlaşılır gibi değil.

Döviz tavan rantiye 1- girişimci 0.

Duyduğuna gördüğüne değil, hissettiğine değer ver.

Olduğun yeri sevmiyorsan, olmak istediğin yeri hayal et. Ne istediğini bilirsen, işler kolaylaşır.

Kimin kim olduğunu kim bilir.

Tüketen tükenir.

Söylediği ile yaptığı bir olmayandan uzak dur.

Akıl ve sabırla seyret olup biteni.

Şehrin üst akılı yozlaşmış ise doğru yol eğri olur.

Hiçbir şey yapmamaktansa, bir şey yapmak iyidir.

Bu kadar gerginlik insanoğlu için çok fazla, bu oyunu kimse kazanamaz. Kazandığını sananlar, kaybettiklerini çok geçmeden anlarlar.

İnsanoğlunun kuru kuru boş sohbet peşinde olduğunu sanma, hepsi maddi, manevi tatmin peşindedir.

Kapitalizmin emrettikleri, töremizin bütün değerlerini bir bir yok ediyor. Sonumuz hayırlı olsun.

Öğrenebileceğimiz o kadar çok şey varken, her şeyi bildiğini sanmak hayatı ıskalamaktır.

Bence işin formülü balans (denge).

Bazıları hep geçmişte, bazıları muhabbet olsunda,  bazıları yarın ne üretebilirim derdinde, Kısacası kim ne yaparsa kendine yapar.

İnanç düşüncenin önüne, evrensel yerelin önüne, maddiyat maneviyatın önüne,kurnazlık aklın önüne geçerse o toplumun yarını olmaz.

Sıkıldığın şeyleri yok say, hiç olmazsa fabrika ayarların bozulmaz.

İçine sinmiyorsa, önüne konanı yemek zorunda değilsin.

Duymak istediklerini söylemezsen vay haline.

İnsanoğlu kendi yaşam alanını tanımlarken başkasının alanına girdiğini fark etmiyor.

Düze, mal ve insan tüketmek için kurulmuş. Biraz olsun tüketmekten kaçınırsak belki işler biraz yoluna girer.

Yanlış rol modeller, fikirle zikri bozar.

Birisini anlamakta zorlanıyorsan maddi ilişkilerini gözden geçir.

İnsanoğlu, önceleri hep olmak, zaman geçtikçe hiç olmak ister.

Kimi insan kavgadan, kimi insan huzurdan beslenir.

Gerçeğimi yoksa inanmak istediğin şeyimi duymak istiyorsun.

Bir sağa bir sola ekmek parası ile vicdanı arasında mekik diplomasisi.

Akçeli işleri azaltıp, sevdiğiniz şeylere zaman ayırın. Yoksa kazandıklarınızı harcayacak zamanınız olmayabilir. 

İnsanoğlu nefes almak için, bir parça kuru ekmek için, hayata savaş açar. Çıkmaz sokaklarda yürür. Ömrünü feda eder. Ne yaptığını bilmeden.

Sözde mi, özde mi.

Ne yaptığını bilmez isen, başına ne geleceğini nerden bilesin.

Çok şeyin peşinde koşan bir hiçe varır.

Sürekli geçmişi karıştıranın daha hesaplaşması bitmemiştir.

Bazıları bireysel düşünür, durumuna uygun sözler sarf eder. Bazıları ise toplumu düşünür hep bildiğini söyler.

İnanarak, şevkle, şansla bir yere kadar. Bilgi strateji, ekip ruhu sürdürülebilir başarı getirir.

İtibarsızlaştırarak, itibarlı olamazsın.

Yok, sayarsan, gün gelir yok sayılırsın.