Boş verin siyaseti, onların peşinde koşmayı nasıl olsa hepsi bir ayrı ayrı yalan söyleyen adamlar... Oy zamanı vicdanınıza sorun, ülke adına şehir adına çocuklar adına dağlar denizler kuşlar adına kim daha faydalı olacaksa verin oyunuzu çekilin...

Vakit bulursanız kitap okuyun en azından, yeni bilgiler edinin, ama içinde iyilik olsun...

Bakın sıradan sözler değil dediklerim, bu arkadaşların her biri, bir ötekine benzer durumdalar, belki kimisi daha az yalan söyleyen olabilir, daha az kandıran ve daha merhamet sahibi olabilir, seçim zamanı onun adına ver oyunu gitsin...

Yeter ki iyi bir gözlemci ol, yeter ki particilik yapma, partini din filan sanma ve liderlerini hikmet sahibi... İyi bir gözlemci olursa göreceksin kimin daha fazla insana yakın olduğunu, kimin az yalan söylediğini, kimin az kandıran olduğunu, yeter ki görmek iste...

Yok illa benim partim, benim adamım demek de direnirsen elbette göremezsin, yanlışa düşersin... Geriye dön bir bak, daha önceleri de çok yanlışa düştük bilerek veya bilmeyerek, düşmedik mi, sen hep doğru adamların peşinde mi gittin siyaset yolunda hele bir düşün...

Ne boş adamları Milletvekili, Belediye başkanı yaptık daha önce de, nedense çoğumuz yanlış yaptık demeyi akıl etmedi...

Düşün bakalım Süleyman Demirel den zarardan başka ne gördü Ülke ahalisi veya Mesut yılmaz denilen Şahıstan? Bu gün nasıl bunların peşinden koşuyor san, dünde onların peşinde koşuldu kendilerini bir halt sanarak...

Sahi hangi iyilikleri kaldı geriye, yaptıkları kötülükten başka?

Öteki mahallenin kişilerini gündeme taşıyacak değilim, yani yolun solunda olduklarını söyleyenleri... Onların bütün hedefleri çalışmaları gayretleri insandan kutsal olan bir şey koparmak yok etmek...

Her zaman öyle olmayı seçtiler, bugünde aynı yoldalar aslında... Ahalinin yarım kalan dinini de elinden alınsın isteyenler, ezan okunmasın Allah'tan söz edilmesin isteyenler onlar her daim...

Başka işlerimiz olmalı bizim, senin başka işlerin olmalı, bir hatırla yapman gereken çok şeye geç kalanlar olduk hepimiz...

Ben geç kalmadım deme, ülke insanı kimi şeye çok geç kaldı ama anlamadı geç kaldığını, sende onlardan birisin...

Mesela birbirimizi sevmeye geç kaldık, insanı sevmeye hem geç kaldık hem unuttuk sevmenin ne demek olduğunu...

Hatırla ne demişti Aziz Nebi "İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de, iman etmiş olmazsınız" kâinat bir sevgi yumağı anlayabilir çözebilirsen...

Birbirimize iyilik yapmaya geç kaldık, ailemize İslam ailesine iyilik yapmaya geç kaldık...

Evde eşlerimize "seni seviyorum" demeye çok geç kaldı kimimiz... Sonra çocuklarımızı sevmeye onlara iyi sözler iyi davranışlar iyi örnekler olmaya geç kaldık...

Sen kalmadığını san, kaldın, hepimiz kaldık... Ne kendimize ne ev ahalisine ne annemize babamıza vakit ayırır olduk...

Bütün kavgamız dünya adına, daha çok para daha çok servet daha çok eşya...

Sonra ne olacak, sonra ne olacağından ne kadar haberimiz var...

Mesela özür dilemeye geç kaldık kimi üzdük isek, haydi bugün olsun özür dile kimi üzmüş sen...

Daha geç olmadan, yeni iyi sözler et yakınlarına sevdiklerine eşine çocuklarına annene babana komşularına...

Yeniden yüzleş Aziz Allah ile... Aşk ile yeniden yüzleş, kuşlardan helallik dile, topraktan helallik iste... Yok, olmasına seyirci kaldığın ağaçlardan helallik dile...

Ben bunları hatırlatayım da istersen bana dönüp "sen kafayı yemişsin sen delisin" bile diyebilirsin...

Haydi, Hoşça kal...