ARTE Proje Grup, kariyerleri boyunca irili ufaklı birçok projede tasarımcı kimliklerinin yanı sıra uygulama veya proje yöneticisi olarak yer alan bir aile… Birçok başarılı işe imza atan, 2010 yılında İ.B.B. Şehir Tiyatroları Beyoğlu Sahnesi yarışmasında birincilik ödülü alan ekip,  Erbil’de devam eden 50 katlı gökdelen projesiyle yeniden gündeme geldi.  Erbil’in ikinci çok katlı yapısı olan Limak Hotel ve Residance projesinin Alanya gibi turizm merkezi bir şehirden çıkması, tanıtım faaliyeti açısından da tüm dikkatleri üzerine çekti. Tuncel ve Güzel çiftlerinin ortaklığında kurulan, profesyonelliği keyifli bir havada sunan Arte Proje Grup, Gerçek Alanya’ya özel açıklamalarda bulundu. 
‘ORTAK HAREKET ETME KARARI ALDIK’
-Öncelikle sorularımızı yanıtlamayı kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. Arte proje olarak Mardin ve Erbil’deki son projelerinizle dikkat çektiniz. Bize ofisinizin kuruluş aşamasından bahseder misiniz? 

Emre Bey: Arte Proje olarak yolculuğumuz 2016 yılında Alanya’da başladı. Öncesinde İç Mimarlık alanında Erbil’de faaliyet gösteren Akare Tasarım Grubu ile mimarlık alanında faaliyet gösteren Alta Mimarlık olarak yurt içi ve yurt dışında pek çok ortak proje çalışmasında bulunmuştuk. Mimari ve iç mimarinin bir bütün olduğu gerçeği ile ekip üyelerinin birbirini tamamlaması sonucunda ortak hareket etme kararı aldık. 
‘PROJE YÖNETİMİNDE UZMANLAŞMIŞ BİR EKİBİZ’
Bilal Bey:
2005 yılından bu yana sektörde çalışıyorum. 2009-2016 yılları arasında Kuzey Irak’ta hastane ve konut projelerinde çalışma imkanı buldum. 2016 yılından itibaren Alanya’da Arte Proje olarak çalışmalarımıza Emre Bey, Duygu ve Nihal hanımlarla devam ediyoruz. Ekip üyelerimiz, Avrupa’nın farklı bölgelerinde, Türkiye, Rusya Federasyonu ve Kuzey Irak’ta yoğun çalışmalar yapmış, mimari, iç mimari tasarım ve uygulama takibinin yanı sıra proje yönetiminde uzmanlaşmış tasarımcılardan oluşmaktadır. 


‘TEKNİK EKİP SAYIMIZ ARTABİLİYOR
-Kaç kişilik bir kadrodan oluşuyorsunuz ve ekip koordinasyonunu nasıl sağlıyorsunuz?

Bilal Bey: Alanya merkez ofiste 5 mimar, 3 iç mimar ve bir Grafik Tasarımcı arkadaşımızla birlikte çalışıyoruz. Yapmış olduğumuz projenin niteliğine ve ölçeğine göre Ankara’da, Bakü’de ve Erbil’de koordinasyon halinde olduğumuz ekip arkadaşlarımız da var. Projelerin ölçeğine göre teknik ekip sayımız oldukça geniş bir sayıya ulaşabiliyor. 
‘HER PROJE SONUNDA MUTLAKA İÇİNİZDE KALAN BİR ŞEY OLUR’
-Bir projeye başlarken kriterleriniz neler oluyor? 

Emre Bey:  Her proje kendi içinde özeldir. Projelerde konunun ve arazinin getirdiği çeşitli kriterler önümüze çıkar. Genel anlamda topografya ile uyumlu ve içinde bulunduğu çevre ile ilişkili yapılar tasarlamaktan keyif alırız. 
Kişiden kişiye değişir ama bana göre hiçbir projede ‘Bu  kesinlikle oldu’ diyebileceğiniz bir proje olmuyor. Mutlaka içinizde kalan bir şey oluyor. Projenin bittiği nokta diye bir şey yoktur. Teslim etmek durumunuzda olduğunuz nokta vardır. 
‘BİRİNCİLİK ÖDÜLÜNÜ ALDIK’
-Bize geçmişte imza attığınız büyük projelerden ve gelecek için yaptığınız planlardan bahseder misiniz? 

Duygu Hanım: Dönem dönem mimari proje yarışmalarına katıldık ve İstanbul’da 2010 yılında açılmış olan İ.B.B. Şehir Tiyatroları Beyoğlu Sahnesi yarışmasında birincilik ödülü aldık. Polonya, Litvanya, Rusya, Erbil’de ağırlıklı olarak iş merkezi otel ve karma kullanımlı projelerimiz oldu. Yurt içinde konut projesi, otel projesi, sanayi ve endüstri yapıları üzerine çalıştık. İstanbul’da tarihi yarım adada restorasyon projesi gerçekleştirme imkanımız oldu. Özellikle restorasyon konusunda çalışırken ofis olarak büyük keyif aldık. 
’50 KATLI BİR PROJE’
Bilal Bey:
Erbil’deki en geniş yeşil alanı olan Sami Abdurrahman Parkına bakan projemiz, parkın bir devamı olarak düşünüldü.  Teraslarda da yeşil alanların oluşturulduğu, bölgedeki yaşam alışkanlıklarını genişletecek potansiyele sahip 50 katlı bir proje. Erbil’de Long Stay Apartmen şeklinde 1+0 daire yok. 
‘ERBİL’İN ÇEHRESİNİ DEĞİŞTİRECEK’
Limak Hotel ve Redicance projemiz, Erbil’in en büyük inşaat ve yatırım gruplarından Lalav Grup’un yatırımı. 950 ultra lüks residance, 138 odalı 5 yıldızlı otel ve 2 kattan oluşan 6 bin 400 metrekarelik ticari alanı buluna, toplamda 168 bin metrekarelik inşaat alanına sahiptir. Erbil’in çehresini değiştirecek simgesel bir öneme sahiptir. Proje geniş teras bahçeli daireler ve 20’inci katta otel havuz keyfi ile bölgesel alışkanlıklara yeni yorumlar getirecek birçok unsuru da bünyesinde barındırmaktadır. 


‘MARDİN PROJEMİZDE DE OLDUKÇA HEYECANLIYIZ’
Yerel mimari üzerine de keyif aldığımız çalışmalar yapma şansımız oldu. Önümüzdeki dönemde Mardin şehir merkezinde, Mardin’in kendisine has mimarisini modern tasarım ile harmanlayarak yaratmaya çalıştığımız ve oldukça heyecanlı olduğumuz bir projemiz olacak. Yine yurt dışındaki partnerlerimiz ile koordine ettiğimiz Erbil, Doha, Dubai, Manchester ve Baki’de proje görüşmelerimiz yoğun bir şekilde devam etmekte. Yakın bir zaman içinde Bulgaristan, Polonya ve Arnavutluk’ta birkaç görüşmemiz gerçekleşecek. 
‘ALANYA KAPALI BİR PAZAR’
-Daha çok Alanya dışında tasarlanan projelerde yer aldığınızı biliyoruz. Alanya dışına yönelme nedenlerinizi öğrenebilir miyiz? 

Duygu Hanım: Açıkçası bu bizim tercih ettiğimiz bir durum değil. Her bölgenin kendisine has bir Pazar yapısı ve alışkanlıkları var. Alanya kapalı bir pazar. Ne yazık ki sektörde tercih edilme kriterleri teknik yetkinlik, tecrübe, donanım ve profesyonellik değil. 

‘BU BİR TEK ALANYA’NIN SORUNU DEĞİL’
-Alanya’daki imarı ve mimari çalışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu konudaki önerileriniz nedir?

Emre Bey: Kent Estetiği Kurulu ve Mimarlar Odası toplantılarında da sık sık değindiğimiz üzere Alanya’nın ve ülkemizin ciddi bir imar sorunu var. Birçok ülkede yapılaşma koşulları ne yazık ki ülkemizde tanınmıyor. Mimar ne yazık ki tasarımı sürecinde emsal hesaplamalarla çok fazla uğraşmak zorunda kalıyor. Bu da sürekli matematik problemi çözer gibi oluyor. Şehrin nefes almasını sağlayacak yeşil alanların ve park projelerinin çoğalması gerekiyor. 
‘SADECE FAKÜLTE EĞİTİMİ İLE YETİNİLMEMELİ’
-Ortaklarınızdan Emre Beyin Alanya HEP Ünivesitesi ve Gazi Üniversitesi’nde, Duygu Hanımın da Alanya HEP Üniversitelerinin öğretim kadrolarında yer aldığını biliyoruz. Yeni nesil mimarlık eğitimini nasıl değerlendirirsiniz? 

Emre Bey ve Duygu Hanım: Mevcut iş yoğunluğumuzdan dolayı çok istememize rağmen eğitimci kimliğimize devam etme şansımız olmadı. Diğer taraftan ofisimizin çalışma ortamı ve ilişkilerimiz genç kardeşlerimizin sürekli ziyaretlerine olanak tanıdığı için bu keyifli buluşmalardan çok da uzak kaldığımız söylenemez. Gelişen teknoloji ve çağımızın ihtiyaçları doğrultusunda mimarlık eğitimini sadece fakültede verilen eğitim ile yeterli görmemeliyiz. Mimar adaylarının mimarlığı bir yaşam biçimi olarak kabullenmesi ve özellikle teknolojik olarak çok açık olması gerekmektedir. 


‘İSTEDİĞİNİZ İŞİ SEVEREK YAPMALISINIZ’
-Son olarak eklemek istediğiniz bir şey, bizlerin aracılığıyla vermek istediğiniz bir mesaj var mı? 

Nihal Hanım: Sadece bizim mesleğimizde değil her meslek için geçerli olan bir noktaya değinmek istiyorum.  Bir insanın hayatını nasıl daha mutlu devam ettirebileceğine iyi karar vermesi ve toplumsal,  ailevi hiçbir etkinin altında kalmamaları gerekiyor. Bütün bunlar zincirleme olarak aileye kadar devam eder. İnsanlar istedikleri işi yapsın ve yaptıkları işi severek yapsınlar. –Gülşah Anak

Editör: TE Bilisim