İnsan yaşamının her alanında kendisini ifade etme aracı olarak iletişimi kullanmaktadır.

İletişim çok önemli bir araçken önemli bir manipülatör görevi de görebilir. Özellikle romantik ilişkilerde bireyin kendisini ifade etme biçimi bize o kişiye dair bir çok ipucu verebilir. Ancak yaşantıyla deneyimlemediğimiz bu sözlerin doğruluk ve yanlışlık oranı %50’dir. Eğer karşımızdaki kişiden hoşlanma düzeyimiz fazlaysa bu oran bizde daha yüksek şekillenecektir. Dolayısıyla romantik bir ilişkide söylenen sözler ve davranışlar uyumlu mu dikkat etmek gerekmektedir. Romantik ilişkiden çıkıp çocuklarla ilgili bir noktaya değinelim şimdi de. Sigara içen anne babaların sigara içme diye çocuğunu telkin etmesi, çocuğunun yanında başkalarına yalan söylemesi akabinde çocuğuna yalan söylememeyi öğütlemesi gibi örnekler mevcuttur. Bu durum da elbette hatalıdır. Aynı örneği öğretmen ve çocuk ilişkisinde de gözlemleyebiliriz. Rol model olarak görülen öğretmenler öğrenciler üzerinde çok etkindir. Ve davranış söz ilişkisi burada da önem taşımaktadır. Platon ve Aristo’dan Kanadalı psikolog Albert Bandura’ya kadar uzanan ve sosyal öğrenme adıyla anılan psikoloji kuramı da benzer şekilde bu ilişkiyi doğrulamaktadır. Nitekim kurama göre bireylerin yaşamında sosyal öğrenme çok etkin bir role sahiptir. 

Sonuç olarak tüm aile ve sosyal ilişkilerimizde davranışlarımızı gözden geçirmeli ve dikkat etmeliyiz. Bizi rol model alan çocuklarımızın, öğrencilerimizin ve diğer insanların hayatına davranışlarımızla dokunduğumuzu unutmamalıyız. Siz onları fark etmeseniz bile onların gözleri sizin söz ve davranışlarınızda olacaktır. Güzel sözlerden sonra çelişkili davranışlar sergilememeli ve dürüst hareket etmeliyiz. Olmadığımız bir kişiliğe bürünüp davranışlarımızla ters düşecek şekilde cümleler kurmamalıyız ki hayatımızın her alanında olduğu gibi ilişkimizde de partnerimiz hayal kırıklığına uğramasın.