Cumartesi günü  bazı işlerim için bir günlüğüne Antalya’ya gittim. Hava, Akdeniz’in muhteşem mavi gökyüzü Turkuaz engin denizi ile muhteşemdi. Kendi kendime, ya rabbim sen bu güzellikleri verdin, inşallah artık biraz da huzur ver ne olur Allahım, ülkemize şehit haberleri verdirme  diye dua etmiştim. İşlerimi kısmen halledip, akşamüstü Alanya’ya döndüm. Evde haberleri izlerken yine,  2 şehit ve 8 yaralı askerimizin haberler de duydum, içim sızladı. Allah rahmet eylesin, ailelerine sabırlar diliyorum. 

Gelelim seçim afişlerine;  yol boyu en çok AKP Genel Başkanı  Sayın Cumhurbaşkanının ve Sayın Menderes Türel’in fotoğraf ve afişleri idi.  Gördüğüm 2-3 tane Sayın Cumhurbaşkanını resimli afişleri ise yol ortasında ki yeşil alanlara asılmış ama  sanıyorum rüzgardan ipleri kopmuş yerlerde sürünüyordu! Mademki astınız, düzeltin kardeşim, Türkiye Cumhurbaşkanının resimleri yere sürünemez!  Ben bir Türk vatandaşı olarak üzüldüm. Arabayı kenara çekip düzeltmeyi düşündüm ama bu seferde bir iftiraya uğrayıp, afiş indirdi diye iftira atabilirler diye yapamadım. 

Bu afişlerde yazılı olan vaatleri neden hep seçim zamanı yapıp, sonra fazla dile getirilmez? Bütün siyasi partiler vaatlerini veriyor, peki 17 yıldır iktidarda olan AKP neden ekonomiyi düzeltemedi de, bu kadar yurt dışına muhtaç olduk? Benim annemin 463 dönüm tarlası vardı. Bir sene nadasa yatırır, ertesi sene ektirirdi. Kendisi kadın olduğu için, hepsiyle baş edemeyince  ortak alırdı. Buğday veya arpa ekerlerdi. Hasat zamanı beni de götürürdü, o harman yerinin güzelliği bir başkadır. Bir tarafta biçerdöver makinesi çalışır, bir sürü işçi de çalışırdı. Kamyonların birine annem biner, silolara götürüp satar, başka birine de ortağı biner siloya giderdi. Birkaç sefer olurdu bu gidişler.

Her kesin yüzü güler mutlu olunurdu. Emek verilmiş karşılığı alınmıştır. Hasat silolara gitmeden önce annem köye haber gönderir, köyün öğretmeni, imamı, ve bir kaç  kişi gelir (imkanları olmayan ihtiyaç sahipleri), çuvallara doldurulan mahsullerden alıp evlerine götürürlerdi! En son harman yerinde 2-3 parmak buğday mutlaka bırakılırdı. Bu harman yerinde bırakılan buğday da kurdun kuşun rızkı derdi rahmetli annem. Tarlalar dolusu saman ise hiçbir zaman alınmaz, tarlada bırakılır, köylüler arkadan toplar, kış için hayvanlarına yedirirlerdi. Ben bazen tavuklarım için saman alıyorum, altlarına sermek için, çuvalı 30.TL. Ne oldu da bu hale geldik diye hepimizin artık ciddi olarak düşünmemiz gerekmiyor mu?