Ne güzel günlermiş, ölümüzde, dirimizde birlik beraberlik olurdu. Rahmetli Orhan Amca, Cezminur Teyze (kiracımızdı), Halime Teyze gencecik bir kızını kaybetmişti, bütün komşular orada idi. Nimet Teyzeler, Memiş Amcalar, Efelerimiz, Muhtar Zeynel Amca ve ailesi. Birde Afyonlu bir teyzemiz vardı, kapının önünde bağdaş kurar, göğsünde sakladığı küçük top gibi sanıyorum yeşille sarı ebruli bir şey çıkarır, bir dişler sonrada uyur giderdi. Torunları vardı, Bedriye ve kardeşi Bekir (Sanıyorum Bekir’di) rahmetli olmuş diye duydum.Çok çekmişlerdi babaannelerinden, hala üzülürüm unutamam.

Mahallemiz birlik ve beraberliğin simgesi idi. Çok özlüyorum o günleri. Arkadaşlarımız, Mediha, Şeref, Ayhan, kardeşi İlhan, Bedriye, kardeşi Bekir. Ayselller, Erollar Ayferler. Ablamı 1957 senesinde 19 yaşında kaybettiğimizde hiç unutamam, mahallemizin ileri gelenleri annemi hastaneden eve getirdiklerinde tam sayıyı hatırlayamıyorum ama en az 4-5 kişi kollarından tutup eve zorla taşımışlardı. Hepsinden Allah razı olsun. Dul bir hanım ve üç çocuğuna sahip çıkmış, alın teri ile büyütmüş ve gencecik bir kızını Asya Gribinden kaybetmiş (gribi ilk o zamanlar duymuş ve çok çekmiş onca insanlarımız bu grip yüzünden ölmüştü).

Eli öpülesi anacığım, çok sinirli olmuştu, bir sene evin perdeleri açılmamış yasta kalmıştık! O komşularımızın ilgi ve alakası beni çok sevindiriyordu. Arada sırada yaramazlık yaptığımızda da evlerimize haberi kuşlar hemen uçuruyordu.

Kimler yoktu ki Hacettepe de. Hepsini saymaya kalksam roman olur. Ama enteresan kişiliklerden tiyatro sanatçılarımız, şu anda Türkiye’nin sayılı zenginleri.

Kabadayılarımız da bir alemdi. Kürt Ahmetler, Kürt Cemaller yanlış hatırlamıyorsam.  Yıllar sonra bundan 22-24 sene önce Almanya’da parkta köpeğimi gezdirirken yaşlı bir adam bankta oturuyordu. Bisikletinin sepetinde, bir Hürriyet Gazetesi, bir kaçta bira şişesi vardı. Birden köpeğim bir pisliğe bulandı ben söylenmeye başladım ‘ah bambi neden bastın’ derken o yaşlı adam cebinden temiz bir mendil çıkarıp verdi. Azıcık konuştuk, meğer Kürt Cemalin kardeşi imiş Almanya’ya kaçtığını söyledi. Ne kadar doğruydu bilemem ama abisinin vurulduğunu söylemişti. Siyah uzun paltoları, beyaz uzun kaşkolları ve ayakkabılarının arka tarafına basıp öyle yürürlerdi. Gördüğümüz anda kaçacak delik arardık. Halbuki onlar Hacettepe’de erkek sinek uçurmazlar, kimsede kolay kolay onların karşısına geçemezdi! yani asayiş berkemaldi. sevgi dolu insanlarla büyüdük unutamayız. Seni sildiler ama anılarımızda kaldın. Her şey için teşekkürler Hacettepe...