Hayatımızda verdiğimiz kararlar, yaşayacağımız yılları belirliyor diyebilir miyiz? Bence belirler. Arada sırada atlamalar olsa da, planlayıcı olursak yolumuzu çizebiliriz. Hayatımızda eksik olan ne biliyor musunuz? Sevgi ve şefkat saygı, küçüklükten itibaren muhtaç olduğumuz en önemli duygular bunlardır. Fazla paranız olmayabilir, her istediğimizi alamayabiliriz, ama hayalleri gerçekleştirmek için plan yapmak şarttır.

Geleceğimizin çatısını kurmak ve içindeki o güzel sevgi dolu aileyi kurmak hepimizin ideali değil midir? Bir çok insan mutlu olmak için sevdikleri ile evlenir. Bir müddet sonra hayatın zorlukları ile problemler başlar, üstüne de çocuklar dünyaya gelirler.

Önce çok sevinirler anne ve baba olmuşlardır. Bir müddet sonra da geçim zorluğu ve ekonomik sorunlar, çocuklar ikinci hatta üçüncü sıraya düşüverir. Hatta çocuk biraz laftan sözden anlar duruma gelince, mahallelerde bulunan yurtlara verilirler! Sonrada evde çocuk bakıcılığına vs. başlarlar! Kendi çocuğuna bakamayıp yurtlara veren bir anne başkasının çocuğuna para kazanmak için bakıcılık yapar. Ya kendi evladı, sevgi ve şefkatten uzak, nasıl yetişiyor diye sorsanız; Aaa çok iyi bakılıyorlar, günde  üç öğün yemek, kuran okumayı öğreniyorlar, çok mutlular derler!

Annelik ve babalık hiç kolay değildir! Bir insan yetiştiriyorsunuz, onun terbiyesi, sağlığı, eğitimi ancak sizin sayenizde olur. Yaz tatillerinde çocuklarımız, tabi ki kurslara gidebilir. Ama evde ilgilenemediğiniz çocuklarınızı gece ve gündüz kalmak üzere gönderdiğiniz yurtlarda sizin sevgi ve şefkatinizden uzak yetişecek, yıllar sonra bu hatanızın bedelini bu çocukların evlatları ödeyeceklerdir.

Çok eski zamanlarda, bir evden çok güzel “kahkahalar” gelirmiş. Komşusu çok merak etmiş ve bir gün evin erkeği ile  karşılaşmış. Ya komşum her gün sizin evden şen şakrak kahkahalar geliyor maşallah, nasıl bu kadar mutlu olabiliyorsunuz diye sormuş? Komşusu ise çok kolay demiş, evde  Altın bir topumuz var ben hanıma atıyorum, Hanım bana atıyor gülüyor eğlenip mutlu oluyoruz demiş. Komşusu hemen bir kuyumcuya gidip, küçük bir altın top yaptırmış, hanımına söylemiş hadi bizde gülüp eğlenelim, topu hanımına atmış. Kadın acıyla kan reva içinde kalıp, topu kocasına atmış! Bu sefer kocası kan revan içinde çığlıklar atıp oyunu bırakmışlar! Ertesi gün komşuna gidip sargılı başını gösterip, biz gülüp eğlenemedik o altın topla bir birimizi yaraladık demiş! Komşusu ise bizim altın topumuz evladımız, yani çocuğumuzdur demiş. Çocuklar aslında genç fidan gibidir. Fidanlar bile su ister bakım ister! Çocuklarımız da sevgi, sıcak aile ortamı ve şefkatle büyümek isterler. İnsanoğlu her şeye muhtaçtır. Güzel bir aile ortamı çocukları mutlu eder, anne baba sevgisi o çocuğun yetişmesine çok büyük katkılar yapar. Çok lüks bir hayatınız olmayabilir ama mutlu çocuklarınız olur.