Alanya Ticaret ve Sanayi Odası'nda (ALTSO) düzenlenen toplantıya konuşmacı olarak katılan Dr. Levent Mazılıgüney, dünyada ve Türkiye’de doğal afetlerin artış gösterdiğini, bu nedenle yapı güvenliğinin her zamankinden daha önemli bir hale geldiğini vurguladı. Alanya’nın deprem bölgesi olmadığı yönündeki yaygın algının gerçeği yansıtmadığını ifade eden Mazılıgüney, Kahramanmaraş merkezli depremde merkez üssüne 190 kilometre uzaklıktaki binaların dahi yıkıldığını hatırlatarak, Alanya’nın benzer mesafelerde büyük deprem üretebilecek fay hatları ile çevrili olduğunu belirtti.
“TEKNİK PERSONEL SÜRESİZ SORUMLULUK ALTINDA”
Türkiye’de müteahhit, mühendis, mimar ve şantiye şeflerinin binalardan yalnızca 15 yıl sorumlu olduğuna dair yanlış bir kanaat bulunduğunu söyleyen Dr. Mazılıgüney, Kahramanmaraş depremlerinde 50 yıllık binaların yapımında görev almış kişilerin dahi tutuklu yargılandığını örnek göstererek, ülkedeki mevcut uygulamaların teknik personeli fiilen süresiz sorumluluk altına soktuğunu ifade etti. Mazılıgüney, zaman aşımı hesaplamalarının hukuka aykırı biçimde binanın yapım tarihinden değil, depremin gerçekleştiği tarihten başlatıldığını ve bu durumun acilen düzenlenmesi gerektiğini dile getirdi. Mazılıgüney, Japonya’da sorumluluk süresi 15 yıl olarak sınırlandırılırken, Türkiye’de 60–70 yıl sonra yıkılan binalarda bile müteahhit ve teknik elemanların sorumlu tutulduğunu, hatta bu sorumluluğun mirasçılara kadar uzadığını belirtti. Mazılıgüney, deprem yargılamalarında yetkin olmayan bilirkişiler tarafından hazırlanan hatalı raporların teknik personeli haksız suçlamalarla karşı karşıya bıraktığını da aktardı.
“BELEDİYELER DAHA SIKI DENETİM UYGULAMALI”
Binaların tıpkı araç ve asansörlerde olduğu gibi periyodik olarak denetlenmesi gerektiğini söyleyen Mazılıgüney, basit tadilat adı altında yapılan kontrolsüz uygulamalarla taşıyıcı sistemlere müdahale edilmesinin büyük risk oluşturduğunu, belediyelerin bu konuda daha sıkı denetim uygulaması gerektiğini vurguladı. Statik hesaplardan yapım aşamasına kadar tüm süreçlerin daha özenli yürütülmesi gerektiğini ifade eden Mazılıgüney, mevcut imar barışlarında yapı güvenliğinin göz ardı edilmesinin büyük bir sorun olduğunu söyledi. "İmar düzenlemelerinde jeolojik etütlere yeterli hassasiyet gösterilmedi" diyen Mazılıgüney, imar komisyonlarında teknik bilgisi olmayan kişilerin görev almasının Türkiye’de yapılaşmanın deprem güvenliğini olumsuz etkilediğini ifade etti. Mazılıgüney, Alanya özelinde ise özellikle 2000 yılı öncesi inşa edilen binalar başta olmak üzere tüm yapıların deprem güvenliğinin tespit edilmesi, kapsamlı bir yapı envanteri çıkarılması ve deprem master planının hazırlanmasının zorunlu hale geldiğini söyledi. Seminerin sonunda, sektördeki sorunların çözümü için müteahhit, mimar ve mühendislerin birlik ve beraberlik içinde hareket etmesi gerektiği vurgulandı. – Tülay Şengün