Yerli muzun kâr payının yüksek olması nedeniyle her geçen yıl seracılığa yapılan yatırım miktarı artıyor. Anamur, Gazipaşa, Alanya’dan sonra Manavgat, Serik, Aksu ve Kepez’de de muz yetiştiriciliği yaygınlaştı. Özellikle pandemi döneminde birçok iş sektörü durma noktasına gelince büyük sermaye sahiplerinin de tarıma yönelmesiyle bu yatırımlar daha da yükseliş gösterdi. Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Antalya Şube Başkanı Vural Şahin, şubat ayında yaptığı bir açıklamada il genelinde artışa değinerek “Sermayesi güçlü birçok avukat, doktor, siyasetçi bile muz üreticiliğine soyundu. Güçlü gruplar, yüzünü muz seralarına döndü. Bu bilinçsizlik bir gün ciddi anlamda sorun çıkaracak” ifadelerini kullanmıştı. 
PROF. DR. UYAR YANITLADI 
Alanya’da da mevcut yatırımlara yenileri eklenerek giderek artan muz üretiminde üreticilere akademik olarak yol göstermek amacıyla “Muz Üretimi ve Muhasebeleştirilmesi” kitabını hazırlayan Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölüm Başkanı Prof. Dr. Süleyman Uyar, bu konudaki sorularımızı yanıtlayarak detaylı bilgiler paylaştı. (Kitaba PDF olarak buradan ulaşabilirsiniz: http://www.uyarlar-grup.com/MUZKITAP.pdf ) Uyar, muz üretiminin yıllara göre artışı, seracılıkla üretim yerlerinin yaygınlaşması, ithal muzla rekabet potansiyeli ve özellikle arz – talep dengesi konusunda önemli uyarılarda bulundu.
32 BİN TONDAN 548 BİN TONA 
Açık alanda sadece Alanya-Gazipaşa-Anamur bölgesi ikliminde yetişebilen muzun üretim miktarı son yıllarda örtü altı üretimi ile birlikte ciddi artış gösterdiğini söyleyen Uyar, “1996 yılında 32 bin ton yıllık muz üretimi olan ülkemizde bu rakam 10 yılda 200 bin ton civarına ulaştı. 2015 yılından sonra bariz bir şekilde üretim miktarında artış yaşandı. 2015 yılında 270 bin ton olan muz üretimi, 2016 yılında 305 bin tona, 2017’de 369 bin tona ve 2018 yılında da 498 bin tona ulaştı.  Türkiye’de 2019 yılında toplamda üretilen muz 548 bin 323 tondur” dedi. 
ÖRTÜ ALTI İLE ÜRETİM DAHA DA ARTTI 
Muz üretimine olan talebin en büyük nedeninin fiyatının yüksekliği olduğunu söyleyen Uyar, muz üretiminin cazip bir alan olduğunu gören girişimcilerin bu alana sağlanan devlet teşvikleri ile birlikte ciddi yatırımlar yapmaya başladığını, özelikle Alanya, Manavgat, Serik, Gazipaşa, Finike, Anamur ve Bozyazı başta olmak üzere Mersin, Adana, Osmaniye, Muğla ve diğer bazı bölgelerde örtü altı muz yetiştiriciliğinin çoğalmaya başladığını vurguladı. 
Uyar, ithal edilen muz üzerindeki vergisel düzenlemelerin yerli muzun pazarlama sürecine ciddi katkı sunduğunu ancak üretim maliyetlerinin yüksek olmasının yerli üretim muzun ithal muz ile rekabet imkanını zorlaştırdığını ve ihracat şansını azalttığını belirtti. 
ARZ-TALEP DENGESİ OLUŞTU 
Yılda yaklaşık 600 bin ton olan muz üretim miktarının, yeni yapılan yatırımlarla birlikte 2021 yılında 750 bin ton civarına çıkmasının beklendiğini söyleyen Uyar, muzun geleceği konusunda üreticilere ve yatırımcılara şu uyarılarda bulundu: “ABD’de 12,7 ve Avrupa’da 12,6 kg civarında olan kişi başı muz tüketimi Türkiye’de ortalama 5,6 kg’dır. Özellikle zincir marketlerin tüm Türkiye’de yaygınlaşması muz pazar ağının genişlemesine ve buna bağlı olarak muz tüketiminin artmasına katkı sağladı. Türkiye’nin yıllık muz talebinin 800 bin – 850 bin ton civarında olduğu tahmin ediliyor. Bu bağlamda muz arz-talebinin son yıllardaki üretim artışı ile birlikte dengeye geldiği söylenebilir. 
MUZA DEĞİL DİĞER ÜRÜNLERE YÖNELİN 
Muzun raf ömrünün az olması, saklanamaması ve açık alan üretim ile birlikte toplam üretimin büyük bir kısmının Kasım-Mart aylarında toplanması diğer bir handikaptır. İhracat şansımızın yüksek maliyetler nedeniyle olmaması da göz önüne alındığında bundan sonra yapılacak ek sera yatırımlarının pazarda arz talep dengesini bozacağı aşikârdır. Devletin banka kredileri olarak sunmuş olduğu desteği 31 Aralık 2020 tarihi itibariyle sonlandırması ve mevcut üretim alanlarında verimliliğin artırılmasına dönük politikalar oluşturması yerinde olacaktır. Bu alanda yatırım yapmayı düşünen üreticilerin daha önce başka tarımsal ürünlerde yaşanan benzeri sıkıntılara düşmemeleri adına ejder meyvesi, mango ve avokado gibi diğer tropikal ürünlere yönelmelerini tavsiye ediyorum.” – Kemal Cengiz 


 

Editör: TE Bilisim