Bundan 64 yıl önce 1 Mayıs 1959 günü ana muhalefet partisi Genel Başkanı İsmet İnönü, Uşak'taki taşlı saldırıda başından yaralandı.

DP, 1957 seçimlerinden yüksek bir oy kaybıyla çıkınca tansiyonu yükseltiyor. Menderes sürekli kötüye giden ekonomi karşısında krediyi kesen ABD'yi sıkıştırmak için Rusya'ya yanaşırken, dikkatleri dışa çekmek için Suriye sınırına asker yığıyor. DP iktidarı çıkardığı anti demokratik yasalarla muhalefeti susturmaya çalışıyor. İnönü, halkla buluşmak, DP iktidarının kötü gidişatını anlatmak için Ankara'dan başlayarak İzmir'e kadar uzanan bir tren yolculuğu yapmak istiyor.

DP'nin İçişleri Bakanı Dr. Namık Gedik (Yassıada’da yargılamalar sırasında pencereden atlayarak intihar etti) İsmet Paşa'nın seyahat boyunca koruma sorumluluğunu hükümetin alamayacağını söylüyor. Paşanın bu geziden vazgeçmesini tavsiye ediyor.

Gezinin daha ilk günü İsmet Paşa’yı Ankara Tren İstasyonu’na uğurlamaya gelenlere polis engel oluyor, insanlar gara sokulmuyor.

Eskişehir Tren Garı’nda Paşa halka hitap etmek isteyince, iş makinalarının düdükleri çalmaya başlıyor. Karşılayanlar ile tren arasına yük katarı sokuluyor.

İsmet Paşa’yı taşıyan tren Uşak'a varınca durum daha da kötüleşiyor. Sürekli civar yerleşim bölgelerinden kamyonlarla DP'liler şehre taşınıyor.

İnönü'nün bindiği üstü açık araç DP il binasının önünden geçerken İlçe Başkanı Eşref Öğün elindeki çay bardağını fırlatıyor. Gazeteci Hamdi Avcıoğlu alnından yaralanıyor.

CHP Gençlik Kolu Kongresi’nde İsmet Paşa bir konuşma yapıyor. Ülkenin içine düştüğü ekonomik darboğazı anlatıyor, kötü gidişata vurgu yapıyor. Atatürk'ün kaldığı, Yunan komutan General Trikopis ile görüştüğü evi ziyaret etmek istiyor. Uşak Emniyet Müdürü ve Jandarma Alay Komutanı validen aldıkları emir üzerine ziyaretten vazgeçilmesini istiyorlar.

30 Nisan’ı 1 Mayısa bağlayan gece İnönü'nün misafir kaldığı evin mahzeninde sabaha karşı yangın çıkıyor. Yangın hemen söndürülüyor.

Tren istasyonuna doğru yola çıkılıyor. Aracın önü kesilmiştir. İnönü kalabalığa doğru yürüyor. Yolunu açmak isteyen CHP milletvekillerine, "Bırakın ben yolumu açmasını bilirim" diyor. O sırada kafasına bir taş isabet etti. Kendini trene attı. Bindiği vagon sürekli taşlanıyordu. Birçok gazeteci atılan taşlardan dolayı yaralandı. Atılan taşlar altında tren buruk bir acı ile yoluna devam etti.

İçişleri Bakanı Dr. Namık gedik olaylardan CHP’yi suçluyor. "Tertipçilerin büyük Ege taarruzunu düşünerek, mevk-i tatbikata koyanların kendileri olduğundan şüphe yoktur. Memleketin huzur ve asayişine bu derece kast ederek tertipler yapmaya kimsenin hakkı yoktur" diyor.

Bu suçlamayı yapan İçişleri Bakanı size çok tanıdık geldi değil mi?

Hikayede anlatılanlar okuyucuya yabancı olmasa gerekir. Daha geçen gün Erzurum’da İmamoğlu’nun yaşadıkları.

'Tarih tekerrür diyorlar.'

Aptallıklar olmasa tekerrür eder mi hiç?