Beni düşündüren bir konu, Atatürk neden masaya yatırılıyor? Bu ülkede tarikatlar ön plana çıktı. Önüne gelen şu tarikata para, bu tarikata yardım diyor. Bizim bir Allah’ımız, bir Peygamberimiz, bir de Kuran’ımız var. Din adamlarımız var, camilerimiz ve oralarda görev yapan, din görevlilerimiz var. Neden tarikat? Allah’ımız,  Peygamberimiz, kitabımız yetmiyor mu ki, cemaatlere bölünüyoruz?

Bu soruyu sık sık duyuyoruz. Anıtkabir'e gidip bir çelenk bırakmanın bile azap olduğunu hissediyoruz. Atatürk, bu ülkeyi düşmanlardan temizleyip, Laik Türkiye Cumhuriyeti’ni kurdu. Ya da şöyle yazayım, yurdumuzun her tarafı sarılmış, işgal edilip, paylaşmalar başlamıştı. (Aynı şimdi Avrupa’daki eski çizilen haritalar gibi) Haritalarda , teorik olarak bölünüp, parçalara ayırmışlardı. İşgal başlamıştı. Bizler şu anda rahat nefes alıp verebiliyorsak, topraklarımız diyebiliyorsak, yine Atatürk sayesindedir. Din ile politikayı ayırıp, yerli yerine koyduysa ve bu ayırımı yapabilecek nesillere emanet ettiyse, bu ihanet neden?

Bu ülkeyi parçalayıp, topraklarımızı satmadı. Bu ülkeyi etnik gruplara ayırmadı. Ankaralısı, Karadenizlisi, Çerkezi, doğulusu, batılısı demeden kardeşliği öğretti. Acaba bu yüzden mi Atatürk'e karşı cepheleşme oluştu. Eğitime ağırlık verip, değerli insanları kazanmamıza yadım etti. Birleştirici gücünü kullandı. Yıkıp, parçalamak hangi ülkelerin işine geliyor?

Aslında bu ülkeleri biliyoruz ama asla unutmamamız gereken bir şey var ki, insanın kendi vatanın da yabancı duruma düşmesi kadar acı bir şey yoktur. Bir kaç sene önce devlet yetkililerinin kendisi ile görüştüklerini beyan eden katil Öcalan bile bu konunun üstüne basa basa söylüyor.

Bugün, PKK ile bu duruma geldiysek, bunun en büyük nedeni de ABD’nin Orta Doğu Projesidir. Halkımızın yüzde 50’ye yakını maalesef bu konudan haberdar değil. Dikkat ediyorsanız,  eskiden milli günlerimizde bir coşku olurdu. Okullar ve resmi dairedeki törenler, daha görkemli kutlanır, belgeseller,  geçmişi ve kahraman ordumuzun yaptıkları anlatılırdı. Şimdi ise bu muhteşem kutlamalarımız bile engellenmeye çalışılıyor.Yani geçmişteki çekilenleri yeni nesil öğrenir, vatanına bir başka sevgiyle bakardı.

Kıbrıs Barış Harekatı ne zaman yapılmıştı? 20.07.1974 aradan sadece 44 yıl geçmiş, televizyonlardan bu harekat ve şehitlerimizle ilgili sadece birkaç haber duyduk. Nerede şehitlerimiz? Nerede Kıbrıs’ta hunharca öldürülen vatandaşlarımızın anısı? Çok uzağa gitmedim, Atatürk neler neler yaptı diyerek sıralamadım. Yakın bir tarihte de PKK için verdiğimiz şehitlerimiz de unutulup gidecek. Yazık çok yazık, yüreği yanık ana, baba, eş ve çocukları hatırlayacak. Hani bir söz var, ateş düştüğü yeri yakar derler. Aslında hep birlikte yanıyoruz ama nedense çabuk unutuyor ve üstünde durmuyoruz.

Atatürk, bir askerimize bile kıyamazdı, rahmetli Kubilay'ın kafası kesilip, kazıkla dolaştıranlara gerekenleri yapmıştı. Biz kadınlara da dünya da ilk defa seçme seçilme hakkını vermişti. Bugün ise Atatürk’ten öç alınmaya çalışır gibi bir resim çiziliyor. Bizleri birbirimize düşürmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Biz hala Atatürk'ü eleştirip, O’na düşman yetiştiriyorlar. Doğuda asker ve polislerimizi gözlerini kırpmadan öldürüyorlar, bizlerse hala dünyada egemenlik bayrağını asmaya çalışan Amerika'nın bu konuda da yardım edeceği sözlerini dinliyoruz. Amerika oynuyor, bölüp parçaladığı ülkelerde rahat yüzü kalmadı. Afganistan 100 sene geriye gitti. Irak ise PKK yandaşlarının eline geçti. Mısır’ın hali malum, Kaddafi’de vahşice öldürüldü, Dünya seyretti. Suriye’de ise oynanan senaryo şekil değiştiriyor. Bizlerse bir çok televizyon kanalından, tarikat hocalarının fetvalarını dinliyoruz. Bizler, çoğunluğu Müslüman bir ülkede yaşıyoruz. Avrupa ve Asya arasındaki köprü vazifesi gören Türkiye, çok ama çok önemli bir devlet, bu devleti parçalamak, bölmek çok önemlidir. Ve biz hala Atatürk'ün kurduğu bu Laik Türkiye Cumhuriyet'inde yaşadığımıza şükredelim.