Zaman çok tuhaf insanlar çok tuaf

Yazarken iyi sözler etmek için bir gayretin içinde olmayacağım, keşke şunları da yazsaydım falan demeyeceğim bu gün... Artık keşke demenin bir getirisi olmadığı vakitler...

Nasıl olsa iyi sözler ettiğini sanan ve bunu çekinmeden söyleyen arkadaşlar var, kimi gazetelerde yazan..Hatta  kendilerinin otuz yıllık kırk yıllık gazeteci olduklarını söyleyerek kendilerini kutsayan...

İnsan neden keşke der ki, hep demez miyiz birbirimize aklım var fikrim var veya benim aklım bana yeter diye... Keşke şunları şunları da yazıp söyleseydim demeyeceğim, zira o zaman insanın keşke demelerinin sonu gelmez...

Bu arada söylemiş olalım sandığı gibi insanın aklı kendine yetmiyor, her akıl insana rehberlik etmiyor doğru yere götürmüyor, ben bunu hep gözlemledim hem kendimde hem başkalarında...

Demek istediğim aklına çok güvenme, kimi akıl sahibini hızla karanlığa ve kötülüğe sürükler...

Aklını doğru kullanması için insanlığın hayrına kullanması için, kentin hayrına dağların toprağın hayrına kullanması için bir ön bilgisi olması gerek, bunun içinde yaratıcıyla bir bağı olması gerek...

Varsın birileri kendini Tanrı yerine koyup kendini çok akıllı çok ulaşılmaz sansın dursun, eli Tanrının elinde olmayan her zaman kendilerine ve insanlara kötülük yapmışlardır zulüm yapmışlardır insanları hakkını gasp etmeyi kendilerine hak bilmişlerdir...

Kendini  çok akıllı sananlardan insanlık çok çekti ve çekiyor... Kendi çok akıllı sananlar en çok kötülüğü yaptılar başka insanlara, şehirlere toprağa dağlara...

Ve bizlerin çoğu gerçekten onları hem kutsadık hem alkışladık, adam dağların başına ormanların içine denizlerin en kıyısına sahip çıktı, bu sahiplenmeyi onun akıllı oluşuna yorumladık...

Oysa o sadece bir talancı bir hak vurguncu bir zalimdi... Onun bu olumsuz yanlarını bile aklının çokluğuna yorduk, dolayısıyla başka insanlara kötülük ettik, dağlara ağaçlara kuşlara kıyılara kötülük ettik, kendini akıllı sanan o insanları alkışlayarak...

Eskiden Allah korkusu diye bir şey vardı onu unuttuk, kendilerini akıllı sananları alkışlarken... Merhamet diye bir şey vardı, artık yok, Belediyenin çöp arabalarının arkasına bağlanan, yok edilmek için dağlara götürülen köpeklerin ahı, insanın insan yanlarını yok etti...

Acımasızlık her yerde, dersem yanlış mı demiş olurum? Ve bir soru gibi olsun, neden camilerin kürsülerinde minberlerinde bu zulümlerden söz edilmez mesela...

Belki bir gün ses veren biri olur diye bütün sorularımız...

{ "vars": { "account": "G-0GZNXP00R2" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }