Size “sizinde öyle mi?” diye sormayacağım... Ama benim aklımın almadığı işler var... Gerçi dünyanın birçok işine, hatta devletin Belediye Başkanlarının birçok işini aklı almayan biriyim ben...
Anlayabilmek adına, bazen kendimi onların yerine koyuyorum, yine de işin içinden çıkamıyorum... Hele bu korona günlerinde daha çok, bu anlayamadığım işler... Rüyalarıma giriyor kimisi bir kâbus halinde... Aklım almıyor daha geçen sene yapılan kaldırımın, bu sene yeniden yapılmasına...
Yok, hayır öylesine muhalif olmuyorum, gerçekten akıl alır gibi değil, bazı işler... Mesela benim hiç aklım almıyor, korona dan dan birkaç ay önce Alanya Belediye Başkanı olan beyefendini 1 milyon 700 bin liraya kendine neden makam arabası almasına ve kimsenin neden sesi çıkmadığına...
Sahi biz bu kadar zengin bir ülke miyiz veya yaşadığımız şehirde herkesin karnı tok mu? O zaman şimdi soralım bu binlerce yardım kolileri ne oluyor? Alanya Belediyesi deniyor, Alanya Belediyesi 5000 koli yardım dağıtacak, ne demek bu? Onların baktığı yerden bakarsak, en az 5000 insanın 40 bin liralık 50 bin liralık yardıma ihtiyacı var şehir de...
Gerçi çok fazla insanın ihtiyacı var da, onların söylediği rakamdan söz edelim biz...
O zaman neden sorulmaz bu insanların var olduğu bir bölgede, o insanların da Belediye Başkanı olan biri bu kadar pahalı arabaya binmekle ahaliye ne demek istiyor sizce?
Yardımlardan ve onların yapılış şeklinden söz edecektim, bir yerden bir yere atlıyoruz nedense... Neden olacak canımız sıkkın olanlara, olanları kabul etmemiz kalbimize acı veriyor, başkalarını rahatsız etmiyorsa, o onların sorunu...
Mesela beyaz adamlardan biri “üç beş kuruşluk yardımı” kendince iyi bir iş yapıyor gibi görünse de, bu iyiliğini ispat etmek adına hem daha çok para harcıyor, hem daha fazla zaman harcıyor... Reklam gösteriş ve bencillik... Karşıdaki insanın incinmesi umurların da bile değil, yeter ki onlar kendi varlıklarını şöhretlerini makamlarını güçlerini öne çıkarsınlar...
Bir yoksulun evine götürdüğü 40 liralık yardımın görüntüsü her yerde... Mahalli gazeteler ondan söz ediyorlar, bazıları öve öve bitiremiyor, bazılarının daha başka hesapları olsa gerek...
Mesela Belediye başkanı daha birilerine yardım etmeden başlatıyor yaygarayı ve yine bütün gazeteler o yaygaraya alkış tutuyorlar...
Peki neden?
Hem bilelim ki, bir Belediye başkanı o şehrin halkına yardım etmekten söz etmez, bir babanın kendi çocuklarına yardım etmekten söz edemeyeceği gibi... Onun asıl görevi sorumlusu olduğu şehir ahalisinin karnını doyurmak, onların hizmetinde olmak, onların dertlerine derman olmaktır...
Bunları baştan kabul etmemişse, neden talip olmuştur şehri idare etmeye?
Doğru dışarıdan biri, bir başkasına yardım edebilir, ama bir baba kendi çocuklarına yardımdan söz edemez, bir Belediye başkanı da, şehir ahalisine de... Hatta devlet bile vatandaşlarına yardım ediyoruz derken kullandığı dilin insanca olmasına dikkat etmeli...
Yine mi boş şeylerden söz ettik?