Daha önce de değindiğim gibi.
Koskoca Türkiye Cumhuriyetine ve 85 milyona yazık oluyor.
Türkiye sorumsuz siyasiler yüzünden neredeyse iki kampa ayrıldı.
Aslında bu salt bugünün sorunu da değil.
Ben kendimi bildim bileli bu toplum hep iki kamp şeklinde yapılanır.
Geçmişte kimi dönem “Ülkücüler-Devrimciler” kimi dönem “Solcular-Sağcılar” şimdi de “Cumhur İttifakı” ile “Millet İttifakı” şeklinde iki cepheye ayrılmış durumda.
Bu ülkenin başındaki zatı muhterem, muhalefete bakın ne diyor.
“15 Temmuz’da yaptığımız gibi önümüze katar kovalarız.” Diyor.
Kim kimi kovalayacak?
Aklı sıra AKP’liler CHP’lileri ya da AKP ile MHP’lilerin oluşturduğu Cumhuriyet ittifakı, CHP ile İyi Partinin oluşturduğu Millet İttifakını önüne katıp kovalayacak.
Bir siyaset adamı ne demiş. “Bir toplumu yönetmenin en kolay yolu, bir düşman yaratmaktır.”
Dünden bugüne bütün siyasi yapılanmalara bakın bir birlerini düşman gibi görürler.
Daha doğrusu uyanık siyasetçiler, yandaşlarını bir arada diri tutabilmek için bir başka siyasi yapıyı düşman olarak gösterir.
Bu yüzden de yandaş partililer bir birlerine çok daha sıkı sıkıya bağlanırlar.
Bu bağlanma mensubiyet duygusunun da mudullamasıyla çok daha güçlenir.
İşte bu yüzden de.
Dünden bugüne tüm siyasi aktörler ve de liderler birbirlerine dönük belli bir saygı gösterme yerine, birbirlerine en akıl almayacak hakaretlerde bile bulunma sorumsuzluğunu gösteren siyasetçiler, liderler hatta devlet adamlarımız bile var!