Sonunda adalet duygusunu da kaybettik

Acı ama gerçek, git gide adalet duygusunu kaybeden insanlar topluluğu olduk... Belki çoğumuz farkında olmayabilir, ama merhamet duygusunu da kaybeden kişiler ile dolu sokaklar, caddeler ve şehirler...
Eskiden bu kadar şehir eşkıyası denilen insanlar yoktu ve gerçekten bu kadar çok değildi utanmazlık...
En zor işlerdendir oldu insanın adaletli davranması, adalet hak üzere konuşması haksızlığa karşı çıkması... Oysa insan olmanın ve Müslüman olmanın şartlarındandır kişinin adalet üzere hak üzere olması ve hakkı savunması, adaletsizliğe kimin uğradığına bakılmadan...
Kızım demişti Hazreti Muhammed, kızım Fatma bir suç işlese hırsızlık yapsa onun suçunu hafif görmem, başkaları nasıl cezalandırılırsa öyle cezalansın isterim demişti, bununla ne anlatmak istemişse... 
Yani adalet herkes için demişti... Şimdi öylemi ya, şimdi adalet bazılarına hiç uğramıyor...
Herkesin bildiği bir şey haline geldi, günümüzde zayıflara güçsüzlere işleyen adalet güçlülere servet sahiplerine beyaz adamlara işlemiyor, işletilmiyor...
Seyyar satıcını tezgâhını elinden alan kıran alıp götüren zabıta,  kentin hatırlı kişilerin hatalarını görmezden gelerek yoluna devam ediyor...
Yanlış mı dedim?
Bir ekmek çalanın adı hırsız oluyor, bir adayı bir dağı ormanı zimmetine geçiren beyaz adamın suçunun günahının görünmez geldiği bir sistem insanlara sunulan...
Adaletli olmak haksızlığa uğrayan herkesin hakkını savunmaktır kimliğine rengine dinine mevkisine servetine bakılmadan...
Ne yazık günümüzde çoğumuz adalet duygusunu kaybetti, unuttu hakkaniyet üzere olmanın insani bir meziyet olduğunu...
Herkesin kendi hakkını yakınlarının hakkını savunduğu, hatta bu hakları savunduğunu sanırken yalanlar söylendiği bir zaman...
Mesela herhangi bir partiye mensup olan bir kişi, mensup olduğu partinin ya da liderinin yanlışlarını hatalarını görmezden geliyorlar, hatta bunu savunmak için başka başka yalan bile söylüyorlar...
Üzgünüm falan demeyeceğim günümüzde siyasi partilerin ve partili arkadaşların her biri böyle, kendi yanlışlarını bile kutsuyorlar çoğu zaman...
Kendindense her yanlışın her haksızlığın mubah kabul edildiği bir zaman... Kendimizden olmayanları yanlışları yüzünden taşa tutarken, kendimizden olanların yanlışlarını hatalarını suçlarını görmezden gelmek çok zalimce...
Söylemek istediklerim tam bunlar değildi, ne yapayım bu kadarını becerebildim...
Son söz; Adaletsizlik bütün kötülüklerin anasıdır...

{ "vars": { "account": "G-0GZNXP00R2" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }