Sonbahar Depresyonu mu, Tatlı Krizi mi?

Havalar serinliyor, günler kısalıyor, güneş yüzünü daha az gösteriyor… Ve birdenbire kendimizi mutfakta tatlı ararken buluyoruz. “Acaba canım gerçekten tatlı mı istiyor, yoksa moralim mi bozuk?” diye sorduğumuz o mevsim geldi: *sonbahar.*

Aslında bu dönemde yaşadıklarımız sadece duygusal değil, biyolojik bir değişim. Güneş ışığı azaldıkça vücudumuzun serotonin üretimi düşüyor. Serotonin, mutluluk hormonu olarak biliniyor; eksilince ruh halimizde dalgalanmalar, yorgunluk ve tatlıya yönelme baş gösteriyor. Yani bazen o çikolata parçası, aslında mutluluğu arayan beynimizin küçük bir sinyali.

Ama işin püf noktası şu: Tatlı, kısa süreli bir rahatlama sağlasa da, ardından kan şekeri hızla düşüyor ve daha yoğun bir yorgunluk, sinirlilik ve isteksizlik hali oluşuyor. Yani o “bir parça daha” dediğimiz anlar, kısır bir döngüye dönüşüyor.

*Peki çözüm ne?*
Sonbahar depresyonunu yenmenin yolu, doğru besinlerle serotonin üretimini desteklemek. Örneğin:

Yulaf, muz, ceviz ve somon, serotonin sentezini artıran triptofan açısından zengin.

Gün içinde kısa yürüyüşler, hem D vitamini hem de ruh hali için birebir.

Renkli tabaklar oluşturmak da önemli. Ne kadar renk, o kadar antioksidan ve enerji demek.

*Unutmayalım;* bedenimiz mevsimle birlikte değişiyor. Onu bastırmak yerine anlamak, beslenmeyi sadece kilo kontrolü değil, ruh sağlığının bir parçası olarak görmek gerekiyor.
Belki de ihtiyacımız olan şey, bir dilim kek değil… biraz güneş, biraz hareket ve kendimize iyi davranmak.

{ "vars": { "account": "G-0GZNXP00R2" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }