Mutlak Butlan Nedir?

Bir sözleşme imzaladınız, el sıkıştınız, hatta belki yıllar geçti. Peki ya hukuk size dönüp, “Aslında bu işlem hiç doğmamış sayılır” derse? İşte o zaman karşımıza “mutlak butlan” çıkar.

Mutlak butlan, hukukun en sert ifadelerinden biridir. Bir işlem, kanuna, ahlaka, kamu düzenine açıkça aykırıysa; yani daha doğarken sakatsa, baştan itibaren geçersiz sayılır. Bu işlem için ne fesih gerekir, ne iptal… Hukuk der ki: “Bu zaten yok.”

Tapu dairesinde karşılaştığınız sahte satışlar buna örnektir. Bir kişinin aslında sahibi olmadığı bir daireyi satması, “mutlak butlan” sebebidir. Çünkü kimse başkasının malını satamaz. Kanuna aykırı bu sözleşme en baştan hükümsüzdür.

Bazen de konu başlı başına imkânsızdır. Birinin size “Ay’ı satıyorum” demesi ya da “ölmüş bir kişinin mallarını sana devrediyorum” şeklinde sözleşme yapması gibi. Hukuk böyle durumlarda hiç tereddüt etmez: Konusu imkânsız olan işlem daha baştan çöpe atılır. Kağıt üzerinde yazılı olsa da hukuken yok hükmündedir.

Burada kritik nokta şudur: Mutlak butlanı herkes ileri sürebilir. Tarafların susması, “biz anlaştık, sorun yok” demesi sonucu değiştirmez. Hâkim, dosyayı önüne aldığında, taraflar talep etmese bile mutlak butlanı re’sen dikkate almak zorundadır. Çünkü bu mesele yalnızca iki tarafın değil, kamu düzeninin meselesidir.

İnsanlar arasında sıkça karıştırılan kavramlardan biri de “iptal” ve “fesih”tir. Oysa mutlak butlan bunlardan çok farklıdır. İptalde işlem yapılmıştır, geçerlidir ama bir tarafın irade bozukluğu varsa iptal edilebilir. Fesihte ise geçerli bir sözleşme vardır ama taraflardan biri geleceğe dönük olarak onu sona erdirir. Mutlak butlan ise bambaşkadır: İşlem en baştan hiç doğmamış sayılır.

Bu kavramı bilmek sadece hukukçular için değil, halk için de önemlidir. Çünkü kimi zaman insanlar, sahte sözleşmelerin, imkânsız taahhütlerin ya da yasaya aykırı işlemlerin geçerli olduğunu sanıyor. Oysa hukuk çoğu zaman onların yanındadır. Böyle işlemlere baştan “yok” der.

Mutlak butlan bize şunu hatırlatır: Hukuk sadece yazılı kağıtlara, atılan imzalara bakmaz. Hukuk, imzanın arkasındaki meşruiyete, yani o işlemin kurallara uygun olup olmadığına bakar. Eğer uygun değilse, hukuk geriye dönük bir silgi gibi davranır, o işlemi en baştan yok eder.

Sonuç olarak, mutlak butlan yalnızca teknik bir hukuk kavramı değil, halkın günlük hayatında karşılaşabileceği bir gerçektir. Her sözleşme, her satış, her anlaşma; kanunlara, ahlaka ve kamu düzenine uygun olmak zorundadır. Aksi halde, kâğıt üzerinde yazılı olsa da hukuk der ki: “Bu işlem hiç doğmamış kabul edilir.”

{ "vars": { "account": "G-0GZNXP00R2" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }