ÇOCUKLAR NE İSTER

Cumartesi günkü yazımızın devamına başlayalım. Nerde kalmıştık, kızım bu sene 1.sınıfa başladı ve deneyimlerimi sizle paylaşıyorum. Bir hatamız olursa şimdiden af ola.

1. Öğretmenlerle iletişim nasıl olmalı?

Öğretmenle her zaman onu sıkboğaz etmeyecek şekilde iletişimde olun. Öğretmene de her türlü olumlu ya da olumsuz durumu size anlatabileceği mesajı verin. Okul tarafından düzenlenen veli toplantılarına mutlaka katılın.

2. Öğretmenin başının etini yemeyin,

Az önce de yazdım ama yine yazalım. Öğretmeni sürekli okula giderek ya da telefon ederek sıkboğaz etmeyin. Böyle yapmanız sizi öğretmen açısından antipatik hale getirir. En kötüsü öğretmenin size karşı beslediği bu antipati, çocuğunuza yönelik antipatiye de sebep olabilir. Önemli noktalardan biri de, öğretmenle görüşmek için randevu almışsanız, lütfen randevu saatine uyun. Olur da bir aksilik çıkmışsa ve randevuya gidemeyecekseniz, mutlaka öğretmeni bu durumdan haberdar edin.

3. Her şeyi okulun yapmasını beklemeyin,

 Çocuğun, ayakkabı bağcıklarını bağlamak, tuvalet ihtiyacını gidermek gibi aile içinde kazanması gereken davranışları, okulda kazanması gerekiyormuş gibi algılamayın. Çocuğunuz okula başlamış olabilir ama bazı davranışların sorumluluğu hâlâ sizin üzerinizde.

4. Çok ödev veriyorsa iyi öğretmendir yanılgısı yesin,

Öğretmenin iyi bir öğretmen olup olmadığına, verdiği ödev miktarına bakarak karar vermeyin. Bu büyük bir yanılgıdır. Çocuğum masa başından kalkmasın, beni de meşgul etmesin diyorsanız o başka. Konu okulda öğrenilir, evde değil. Ödev miktarının çokluğu, öğretmenin iyi bir öğretmen olduğuna işaret etmez. Bu konuyu bir de çocuğunuz açısından değerlendirmeye çalışın. Şimdiye kadar oyun oynamak dışında hiçbir sorumluluğu olmayan 6-7 yaşlarında bir küçük insan, bir anda kendini çalışma kâğıtlarının arasında buluyor. Kendinizi onun yerine koyun!

5. Tatillerinize ara verin,

Tatil yapmayı unutun gitsin, özellikle de ilk dönem. Harf öğretimi sırasında tatile gitmeniz demek, okuma-yazma sürecinin uzaması arkadaşlarından geri kalması demektir. Arkadaşları okumayı sizin çocuğunuz öğrenemediği zaman çocuğumuz okuldan soğuyacaktır. O arada oluşan boşluğu hiçbir zaman tam anlamıyla dolduramazsınız. Siz tatildeyken çocuğunuz sadece harflerden geri kalmayacak.

6. “Me” değil “Mmmmmm”

Anne babaların en sık yaptığı hatalardan biridir bu. Çocuklar harfleri öğrenirken “me, ke, te” diye öğrenmiyorlar, yani o an öğrendikleri harfin önüne “e” harfi getirmiyorlar. Evde destek çalışması yaparken harflerin önüne “e” harfi koymadan okumaya alışırsanız iyi edersiniz.

7. Çocuklarınızı asla diğer çocuklarla kıyaslamayın,

Asla ama asla çocuklarınızı diğer çocuklarla kıyaslamayın. Çocuğunuz psikolojik yönden hem etkilenir hem de arkadaşından nefret etmesine sebep olursunuz. Çok klişe bir söz olacak ama unutmayın “Her çocuk birbirinden farklıdır”. Nasıl ki yürümeye başladıkları, diş çıkardıkları ya da tuvalet ihtiyaçlarını dile getirdikleri zamanlar farklıysa okumaya tam anlamıyla geçtikleri zamanlar ve okuma hızları da farklılık arz edecektir; bu da çok normaldir. Sakın ola ki bu konuda çocuğunuzu başka çocuklarla karşılaştırmaya kalkmayın. Böyle hassas bir süreçte, ona yapacağınız en büyük kötülük olur bu. İlle de bir karşılaştırma yapmak istiyorsanız, çocuğunuzu kendi süreçleri içinde karşılaştırın.

Devamı yarın………………..

{ "vars": { "account": "G-0GZNXP00R2" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }